BABAM'A MEKTUP


BABAMA MEKTUP

Çilekeş Anadolu köylülerinden biridir, benim yaşama merhaba dememe vesile olan babam...
Yaşamı hep hengâmeyle geçti, istediği gibi yaşayamadı adam..
Babasından miras kalan üç-beş tarlaydı, tek mal varlığı... 
Yüreğinde hissetmişti ezikliği, görmüş geçirmişti her çeşit darlığı.
Bazen iki öküzüyle çift sürer, harman ederdi...
Bazen çobanlık eder, koyun-kuzu güderdi...
Herkes tarafından aranan bir taş duvar ustasıydı...
İnsanlığa gönül vermişti, dost hastasıydı...
Kızgın yaz güneşinin sarı sıcağında... 
Buram buram ter dökerken amacı kavrulmaktı kendi yağında... 
Göz nuruyla nakış nakış işlediği kesme taşlarla ev yapardı, aynı yazgıyı bölüştüğü insanlara...
Yaşadığı yokluk ve yoksulluklar, içinde açmıştı onulmaz bir yara... 
1937–1938’deki Dersim Katliamı sırasında ramak kalmıştır, ağır makineli tüfeklerle taranmaktan...
Komşularıyla birlikte her gün ormana kaçarak saklanırlarmış, korkuyorlarmış görünmekten...
Toplu halde katledilmek üzere askerler tarafından derdest edilerek Ağzunik köyüne doğru yola çıkarılır bir kısım yöre insanıyla...
Eğer askerin bir anlık gafletinden yararlanmasaymış yok yere bedel ödeyecekmiş canıyla...
Ağzunik Deresi mevkiinde anlık bir fırsattan yararlanıp kaçınca kurtulur mutlak bir ölümden...
Tıpkı katledilenler gibi suçsuz günahsızmış ama bir şey gelmiyormuş elinden...
Babaannem; gözyaşlarıyla anlatırdı babamın askerler tarafından öldürülmeye götürülüşünü...
Babam götürüldüğünde saçlarını yolmaya başlamış, dövmüş ateşe yanan döşünü... 

Köylülerin, köylere ani baskınlar düzenleyen askerlerce götürülüp öldürülmesinler diye gündüzleri ormanda saklandıklarını...
Gözleri yaşlı anlatırdı babaannem, ele geçirilen Kösoğlu Ailesi’nin cesetlerin altında kalan çocukları Hüseyin’in dışında kalanların tamamının nasıl haklandıklarını...
Derdi ki; saklanmaya gittiğimizde ağlayıp bizi ele vermesinler diye küçük çocukları eve kapatır öyle giderdik ormana...
Ben neler yaşadıklarını sorunca, hüzünlü gözlerle bana bakar; ben anlatırım oğul derdi, gerek yok senin sormana... 
Rabat’tan Seyyid Kekil’in ve köylümüz Derviş Dede’nin sakallarının askerler tarafından nasıl tel tel çekilerek yolunduğunu...
Bir bir anlatırdı bana, en kutsal hak olan yaşam hakkının nasıl ellerinden alındığını...
Derdi ki bu yaşadıklarımız taze cumhuriyetin birer ayıbıydı...
Yaşananlar, onda büyük bir travma yaratmıştı, belli ki efkâr sahibiydi... 
Engel olamıyordu göz pınarlarından yağmur damlası gibi peş peşe akan gözyaşlarına...
Annesiz babasız bırakılan çocuklar sürgüne yollanmışlar tek başlarına...
Mektep-medrese görmeyen babam, okuma-yazmayı İkinci Cihan Harbi’nde izin kullanmaksızın dört yıl kaldığı askerlik ocağında öğrenmişti... 
Buna rağmen köyünde çocuğunu ilk okutan kişi olarak cehalete karşı direnmişti...
Bilmeyenler, onu bir şeyden anlamayan sıradan bir köylü sandı...
Hâlbuki o, ileriyi gören bir baba, gerçek bir emekçi, güvenilir bir dost, dürüst bir insandı... 
                                                
13 Eylül 1995 Çarşamba günü saat 16.30’da geçirdiği ani bir rahatsızlık sonucunda yaşamını yitirerek aramızdan ayrılan sevgili babamın anısına…

Tam yedi yıl oldu seni görmedim
Çocuklarım ordan aldıktan sonra
Bir kez bile varıp hatrın sormadım
Sıladan gurbete geldikten sonra

Bir gün kara haber geldi bu bana
Bu can bu acıya nasıl dayana
Nice ağlar oldum ben yana yana
Vardım başucuna öldükten sonra

Ehl-i kâmil idin sen başımızda
Senin alın terin var aşımızda
Kâh hayalimizde kâh düşümüzde
Avunuruz seni bulduktan sonra.

Senin hasretin şu sinem dağlıyor
Sana gönül veren canlar ağlıyor.
Kardeşler bacılar kara bağlıyor
Ecel seni bizden aldıktan sonra

Sanma ki ecel ile yarışırız
Elbet bir gün toprağa karışırız
Orda muhabbet eder görüşürüz
Ömür bitip vadem dolduktan sonra

Çekince sinene öldün derdinden
Neden sessiz çekip gittin yurdundan
Kimse boşa ağlamsın ardından
Senin gül cemâlin solduktan sonra.

Tuttun Sefil Hayranî’nin elinden
Anamın rahmine düştüm belinden
Anlayan olmadı senin halinden
Herkes bir şey dedi öldükten sonra

MEHMET KORKMAZ
 
Bugün 91 ziyaretçi (111 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol