KITALAR HAKKINDA BİLGİ

KITALAR HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER

 

Asya Kıtası Hakkında Önemli Bilgiler

1 – Çeşitli kaynaklarda sık sık “Yakın Doğu”, “Orta Doğu” ve “Uzak Doğu”  deyimleriyle karşılaşırız. Bunlar her ne kadar Asya’da yer alan çeşitli bölgeleri belirtmek amacıyla kullanılıyor olsa da kesin bir sınırları bulunmamaktadır. Ancak bununla birlikte genellikle Türkiye’den İran’a değin olan yani 25.-60. meridyenler arasında kalan bölgeye Yakın Doğu, Pakistan’dan Birmanya’ya değin olan, yani 60.-100. meridyenler arasında kalan bölüme Orta Doğu, Siyam’dan Japonya’ya değin olan, yani 100.-160. meridyenler arasında kalan bölgeye de Uzak Doğu denir.

2 – Coğrafi bölge bölüşümüne göre Avrupa’nın bir bölümü Anadolu’nun doğu kısmında bulunmaktadır. Gerçekten Ağrı ilimizin hizasından Hazar Gölü’ne değin uzanmış olan Rus-İran sınırı, aynı zamanda Avrupa kıtasının güneydoğu sınırını oluşturmaktadır. Buna göre Asya’nın bir parçası olarak sayılan Anadolu’dan doğuya doğru gidilince Avrupa’ya varılır.    

3 – Ürdün ile İsrail sınırları arasında yer alan Lut Gölü, deniz düzeyinden 392 m. daha aşağıda bulunmaktadır. Batılılar tarafından “Ölü Deniz” olarak adlandırılan bu göl, dünyada bulunan karaların en çukur yeridir.

4 – Aynı zamanda dünyanın en büyük gölü olarak da kabul edilen Hazar Denizi, öteki denizlerin düzeyinden 26 m. daha aşağıda bulunmaktadır.

5 – Hazar’ın deniz olarak kabul edilmesi durumunda en büyük gölü, 64.500 km² büyüklüğündeki Aral Gölü olan kıtanın öteki büyük göllerini Baykal, Balkaş, Issık, Lop, Zatsan ve Lut gölleri oluşturur.

6 – Orta Asya’da dağlar ve platolar arasında bulunan kapalı havzalar çok önemli düzlüklerdir. Bunlar; Tarım Havzası ve aynı zamanda dünyanın en alçak havzası olan -154 m. yüksekliğindeki Tufan Havzası’dır.

7 – Çin- Nepal sınırındaki Himalayalar üzerinde yer alan 8.848 m. yüksekliğindeki Everest Tepesi bu kıtada bulunmaktadır. Burası aynı zamanda tüm dünyanın en yüksek noktasıdır.

8 – Kapladığı alan bakımından dünyanın en yüksek platosu olan 4.500 m. yüksekliğindeki Tibet Platosu (Yaylası) bu kıtada yer almaktadır.

9 – Bu kıtada Kızılkum, Karakum, Taklamakan, Gobi, Tar, Rubul Hali, Deşt-i Kebir, Deşt-i Lut gibi büyük çöller vardır.

10 – En fazla yağış alan bölümleri Güney ve Güneydoğu Asya’dır. Yağışların bu bölümlerde çok fazla görülmesinin nedeni Muson Rüzgârları’dır. Bundan ötürü buraya Muson Bölgesi denir.  Kıtada en fazla yağış, Hindistan’ın kuzeydoğusunda yer alan Assam Bölgesi’nde görülür. Assam Bölgesi’nde; kıtanın ve aynı zamanda dünyanın en fazla yağış ölçülen (11.630 mm.) istasyonu olan Çerapunçi İstasyonu bulunmaktadır.

1 1 – Nüfusu en fazla kıta niteliğini taşıyan Asya, yoğunluk bakımından 1. sırada yer alır. Nüfus dağılımında büyük farklılıklar görülür. Kuzey kıyıları, yüksek dağlık alanlar ve çöl sahaları nüfusun en az olduğu yerleri oluştururken,  Güney ve Güneydoğu Asya, nüfusun en fazla olduğu yerlerdir. Nüfusun %80’den fazlası burada yaşar. Dünyada, nüfusu en fazla olan ülke özelliğini taşıyan 1,2 milyar nüfuslu Çin ile ikinci sırada yer alan 936 milyon nüfuslu Hindistan bu kıtada bulunmaktadır.

1 2 – Aynı zamanda dünyanın en fazla maden hammaddesi bulunun ülkesi özelliğini taşıyan Japonya bu anakara üzerinde bulunmaktadır.

1 3 – Kıtanın yüzölçümü bakımından en büyük olan ülkeleri sırasıyla Rusya (17 milyon km²), Çin (9,5 milyon km²) ve Hindistan (3,3 milyon km²)’dır.

1 4 -  Dünya petrol rezervlerinin % 75’ini bünyesinde bulunduran Asya’daki petrolün %33’ünden fazlası Rusya ve Orta Asya Türk cumhuriyetlerinde bulunmaktadır. Bunların ardından Güneybatı Asya gelir.

1 5 – İpek böcekçiliği ve ipek üretiminde Asya kıtası, dünyada birinci sırayı alır. Birinci sırada Çin, onun ardından da Özbekistan ve Hindistan gelir.

1 6 – 1946 yılında bağımsızlığını elde eden Filipinler Cumhuriyeti, birçoğu volkanik olan 7.083 adanın üzerinde kurulmuştur. Bu binlerce adanın yüzölçümü, ülkemizin yüzölçümünün yarısından daha azdır.

1 7- Uzunluğu en fazla olan akarsuyu, 5.700 km. uzunluğunda olan ve Ural, Altay ve Sayan dağlarından beslenen Obi Nehri’dir. Yenisey, Lena, Amur, Sarı (Hoang-Ho), Mavi (Yangçe), Mekkong, Brahmaputra, Ganj, İndus ve Şat tül-Arap (Fırat+Dicle) gibi nehirlerde öteki önemli akarsularıdır. Kapalı havzaların en önemli akarsuları ise Aral Gölü’ne dökülen Seyhun(Siriderya), Ceyhun (Amuderya) ile Tarım Havzası’nda kaybolup giden Tarım’dır.  

 1 8- En büyük yüzölçümlü ülkesi; aynı zamanda dünyanın da en büyük ülkesi (İki kıta üzerinde yer alan Rusya hariç) olan 9.780.000 km²lik Çin ve en küçük yüzölçümlü ülkesi 300 km²lik Maldiv devletidir.

19- 44.000.000 km²lik yüzölçümüyle dünyanın en büyük kıtası unvanını taşır.

 

Avrupa Kıtası Hakkında Önemli Bilgiler

1 – Yüzölçümü 10.523.000 km² olan Avrupa kıtasının topraklarının büyüklüğü yeryüzünün % 5’i, karaların % 15’i ve Avrasya(Asya+Avrupa)’nın % 15’i kadardır.   

2 – Kapladığı alan açısından Okyanusya kıtasının ardından en küçük 2. kıta olan Avrupa’nın batısı Atlas Okyanusu, kuzeyi Kuzey Buz Denizi ve Atlas Okyanusu, güneyi Akdeniz ve doğusu Asya kıtasıyla kuşatılmış durumdadır. Güneyden 14 km. uzunluğundaki Cebelitarık Boğazı ile Afrika kıtasından ayrılan Avrupa kıtası, güneydoğuda 0,7 km. uzunluğundaki İstanbul Boğazı ve 1,3 km. uzunluğundaki Çanakkale Boğazı’yla Asya kıtasından Ayrılır. 

3 – Harita üzerinde yaklaşık 35-70 kuzey paralelleri ve 10-60 doğu meridyenleri arasında üçgene benzer bir konumda bulunan kıtada 0-4 saat dilimleri bulunmaktadır

4 – Özellikle demokrasi, sanayi ve bilimsel açıdan dünyayı etkileyen devrimler gerçekleştiren Avrupa, tam bir devrimler ülkesidir

 5 – Yaşam düzeyinin yüksek olduğu Avrupa, nüfus yoğunluğu en fazla, ancak nüfus artışı en az olan kıtadır. Hatta kimi ülkelerde nüfus azalması görülmektedir

 6 – Dünyada üretilen sanayi ürünlerinin üçte birini karşılayan kıta, tüm dünyada ihracat ve ithalat bakımında birinci sırada yer alır.

7 – Birleşik krallık (İngiltere), Fransa, İtalya, Almanya gibi sanayi açısından çok ileri durumda olan ülkelerin toplandığı bir kıtadır.

8 – Komşu ülkeler arasında dil ve iktisadî bakımdan önemli farklılıkların yaşandığı ve çeşitli uluslardan insanların yaşadığı Avrupa’da 20’den fazla ülke bulunmaktadır

9 – Türkiye’nin  1.132m.; Asya’nın 1.010 m. Afrika’nın 600 m. ortalama yükseltiye sahip olduğu dikkate alınınca ortalama yükseltisi 330 m. olan Avrupa kıtasının alçak bir kıta olduğu ortaya çıkar. Kıtanın kenar kısımlarında büyüklü-küçüklü çok sayıda yarımada mevcuttur. İskandinavya, İber, İtalya ve Balkan yarımadaları bu yarımadaların en önemlileridir. Kıtaya ait adaların başlıcaları da Atlas Okyanusu’nda yer alan Britanya ve İzlanda adaları, Akdeniz’de yer alan Sicilya, Korsika, Sardinya, Malta, Girit ve Balerar adalarıdır.   

1 0- Çevresinde bulunan okyanus ve denizlerin kara içlerine doğru fazla sokulması ve ada ve yarımadaların sayısının fazlalığı iklimi olumlu etkilemiştir. Bunun içindir ki Avrupa kıtası çok dağlık olmasına karşın okyanus ikliminin sağladığı yarardan ötürü insan yaşamaya en elverişli olan kıtadır. Bundan ötürü bu kıtada gelişmiş bir Avrupa uygarlığı meydana gelmiştir. 10 milyon km²lik bir alana sahip küçücük bir kıta olmasına rağmen üzerinde 650 milyonun üzerinde insan yaşamaktadır. Dünya nüfusunun % 10’unu barındırmasına karşın dünya gelirinin % 40’ına sahiptir.

1 1 – Asya kıtasının batıya doğru uzanmış bir yarımadası konumunda olan Avrupa ile Asya kıtaları birlikte “Avrasya” olarak anılırlar.

1 2 – Kıyılarının toplam uzunluğu 31.900 km. olan Avrupa’nın doğu-batı uzunluğu 5.600km., kuzey-güney uzunluğu ise 4.000 km.dir.  

1 3 -  Kuzeydoğu Avrupa’da yer alan Valday Yaylası’ndan doğup Hazar Denizi’ne dökülen 3.688 km. uzunluğundaki Volga Nehri, kıtanın en uzun ırmağıdır.

 1 4 – Bu kıtanın en büyük gölü Rusya’da yer alan 18.000 km² yüzölçümlü Ladoga Gölü’dür.  

1 5 – Sadece Avrupa’da bulunan topraklarının büyüklüğü 5.134.000 km² olan Rusya, bu kıtanın en büyük yüzölçümlü ülkesidir. Sadece 0.44 km² yüzölçüme sahip olan Vatikan ise en küçük yüzölçümlü ülkesidir.    

1 6 – Kıtanın en yüksek yeri Alp sıradağları üzerinde bulunan 4.807 m. yüksekliğindeki Mont Blanc Tepesi’dir.

1 7 – Bu kıtada yaşayan insanlar tarafından konuşulan dil sayısı 60’tır.

 

Afrika Kıtası Hakkında Bilgiler

1 – Afrika adı, Kartaca’ya ilk gelen Romalıların “Afri” ya da “Africani” olarak bilinen aşiretlerinden alınmadır.

 2- Geç tanınan bir kıta olan Afrika;  çöl ve ekvatoral alanların geniş yer kaplamasından ötürü “Karanlık Kıta” olarak da bilinir. Bununla birlikte kıtada yaşayan insanların büyük çoğunluğunun renginden ötürü de bu ad kullanılır.

 3 - Yüzölçümü 30. 330. 000 km² olan Afrika kıtası, anakaraların içinde Asya ve Amerika’dan sonra üçüncü sırada yer alır.

 4 -Kıtanın büyük bir bölümü “Gondwana Karası” tarafından meydana getirilir. Kıtanın tektonik hareketlerin şiddetli olduğu yerlerde kırık hatları meydana gelmiştir. Doğu Afrika, bu kırık hatların en bariz görüldüğü yerdir. Yaklaşık 5000 km. boyunca devam eden, Kızıldeniz üzerinden, Türkiye’de K.Maraş’a değin uzanan kıtanın doğusunda yer alan bu kırık hattına “Büyük Graben Hattı” ya da “Rift Vadisi” olarak adlandırılır. Burası, aynı zamanda kıtada, göllerin yoğunlaştığı yerdir

5 - Yeryüzü şekilleri açısından çok sade olan kıtanın kuzeybatısı ile güneyinde yer alan Cap Bölgesi’nde sıradağlar mevcuttur. Kıtanın kuzeybatısında yer alan dağlar, Atlas Okyanusu kıyısından başlayıp Tunus’taki Bone Burnu’na değin 2400 km. boyunca devam eder. “Atlas Dağları” adıyla anılan bu dağlar; kendi arasında Batı Atlaslar ve Doğu Atlaslar olmak üzere ikiye ayrılır.  4.165 m. yüksekliğindeki Cebel Tubkal Dağı, en yüksek zirvesini oluşturur. Oluşum açısından Alp Orojenezi’ne dâhildir. Kıtanın güneyinde yer alan Cap Bölgesi dağları ise 400 km. boyunca devam eder. Yükseklikleri az olan bu dağların oluşumu Atlarlardan daha eskiye dayanır. Bu dağlar da Cap ve Drakensberg sıradağları olmak üzere ikiye ayrılır. 

6 - Cebelitarık Boğazı ile Avrupa’dan ayrılan Afrika kıtası; dünyada büyük gemilerin geçişine açık olup en büyük kanal olma özelliğini taşıyan ve 60 m. genişliği, 161,9 m. uzunluğu bulunan Süveyş Kanalı ile Asya kıtasından ayrılır.

7 – Kıtanın en yüksek dağları, kıtanın doğusunda yer alır. Tek tek yer almış olan dağların büyük bir bölümü volkanik hareketler neticesinde meydana gelmiştir. Etiyopya (Daşan), Uhuru (Klimanjaro- 6010 m. yüksekliğindeki bu dağ aynı zamanda Afrika kıtasının en yüksek noktasını oluşturur), Elyon gibi dağlar Doğu Afrika’nın önemli dağlarıdır. Ahaggar ve Tibesti dağları Büyük Sahra’da yer alırken, Futalajon, Nimba ve Kamerun dağları da Batı Afrika’da bulunurlar.

8 - Kıtanın önemli bir bölümünü oluşturan platoların yükseklikleri; 500 m.-3000 m. arasında değişir. Platoların yükseklikleri batıdan doğuya doğru gidildikçe artış göstermektedir. Yükseklikleri en fazla olan platolar kıtanın doğusunda bulunur. Lesotto ülkesinde yer alan 3200 m. yüksekliğindeki Malibu Platosu, kıtanın en yüksek platosudur. Doğuda bulunan Etiyopya, Büyük Sahra’da yer alan Fasilli, orta gölümde yer alan Darfur ve batıda bulunan Adamawa ve Madagaskar platoları kıtanın öteki önemli platolarıdır.

9 - Çok sayıda geniş havzaların bulunduğu kıtanın kuzeyinde batıdan doğuya doğru Elcuf, Gabes, Libya, Aşağı Nil havzaları; batısında Senegal, orta kısmında Çad, Sudan ve Kongo; güneyinde Kalahari Havzası bulunur. Kongo Havzası, en geniş alanlı havzasıdır. Bu havzalardan; Kongo, Senegal, Sudan ve Aşağı Nil’de her zaman akarsu ağı vardır (dışa akımlıdırlar).

1 0 - Kıtanın kuzey kısmında dünyanı en büyük çölü olan 7.500.000 km² alanlı Büyük Sahra Çölü; güney kısmında ise Namib ve Kalahari çölleri bulunmaktadır. Doğudan batıya en fazla uzunluğu 5.150 km., kuzeyden güneye uzunluğu ise 1.275 km.- 2.250 km. arasında değişir.

1 1 - Öteki kıtalara oranla toplam 30.500 km. uzunluğundaki kıyısıyla en az kıyıya sahip ve kıyıları daha sade olan kıtanın, körfez ve yarımadaları sayısı da çok azdır. Ada sayısı bakımından öteki kıtalara oranla daha fakir olan kıtanın en büyük adası Madagaskar Adası’dır.

1 2 - Enlem derecelerinden ötürü  ¾’ü Tropikal Kuşak’ta yer alan Afrika’da sıcak iklim tiplerine, çöl iklimi ve subtropikal iklim tiplerine rastlanır. Ekvatoral bölgede yıllık sıcaklık ortalaması +27º dolayında seyrederken, kıtanın kuzey ve güney bölümlerinde +17º-25º arasında değişir. En fazla yağışların Ekvatoral Bölge’de görüldüğü kıtanın en az yağış alan bölümleri ise çöl alanlarıdır.

1 3 – Kıtada; Ekvatoral Bölgesi’nde; kuzey ve güneyine doğru nemli tropikal ormanlar, “Savan” adı verilen uzun otsu bitki örtüsü, çölaltı stepleri, çöller ve ılıman ormanlar gibi bitki örtüsü kuşakları bulunur. Güney bölümünde Akdeniz bitki özelliklerini barındıran bitkilerin yer aldığı Afrika kıtasında toplam 40.000 tür bitki türü bulunmaktadır

1 4 – Uzunluğu bakımından dünyada, Misisipi’den sonra 6.600 km. ile ikinci sırada yer alan (Kıtanın da en büyük nehri olan) Nil, Kongo,  Nijer, Senegal ve Zambezi nehirleri kıtanın en önemli akarsularıdır.  Su toplama havzasının genişliği ve su debisinin yüksekliği açısından kıtanın en önemli akarsuyu; dünyada Amazon’dan sonra ikinci sırayı alan Kongo Irmağı’dır. 

1 5 – Çok fazla gölün bulunmadığı kıtadaki göllerin büyük bölümü doğuda bulunmaktadır. Kuzey-güney yönlü Gor Çukurluğu’nda tektonik gölerin bulunduğu bu bölümde Victoria, Nyassa, Tanganisa, Rudolf ve Albert gölleri bulunmaktadır. Kıtanın en büyük gölü Victoria Gölü’dür. Büyük Sahra'da yer alan Çad Gölü ise yağışlı ve kurak dönemlere göre yüzölçümü en büyük oranda değişikliğe maruz kalan göldür. (Yağışlı dönemde:22. 000 km²; kurak dönemde: 10. 000 km² alan kaplar. ).

16- Kıta; Çöl ve sıcak kuşak ikliminden ötürü yoğun nüfuslu değildir. Nüfus yüksek kısımlarda, kıyı bölgelerinde ve Nil Nehri’nin aşağı çığırında kalabalıktır.

17- Pamuk (Mısır’da) kakao ve çeşitli meyveler son derece önemlidir. Avcılığın temel geçim kaynaklarından biri olduğu kıtanın en önemli zenginlik kaynakları altın, krom, elmas, demir, bakır, kömür ve kuzey kesimlerinde petroldür

18- Kıtanın yüzölçümü en büyük olan ülkesi, 2. 505. 000 km² yüzölçümlü Sudan’dır. 2.sırada Cezayir ve 3. sırada Zaire (Demokratik Kongo Cumhuriyeti) bulunmaktadır. En küçük yüzölçümlü ülkesi ise 9.33 km²lik Gambiya’dır.

19- Günümüz Afrika’sında yaşayan insanlar arasında konuşulan dil sayısı 600-800 arasında değişir.

20- En çok nüfuslu ülkesi Nijerya, en az nüfuslu ülkesi İspanyol Sahrası’dır.

21- En büyük çavlanı 122 m. yüksekliğindeki Victoria Çavlanı’dır.

 

 

Amerika Kıtası Hakkında Önemli Bilgiler

42.000.000 km²lik yüzölçümüyle dünyanın ikinci büyük kıtası olan Amerika Kıtası;  Kuzey ve Güney kutuplar arasında yer alan, doğusunda Atlas Okyanusu, batısında Büyük Okyanus, kuzeyinde Kuzey Buz Denizi bulunan kara parçasıdır. Kuzeyden güneye olan uzunluğu 16.000 km.dir.

Amerika ilk olarak 12 Ekim 1492 tarihinde Kristof Kolomb tarafından keşfedilmiştir. Yaptığı seferler sırasında Bahama ve Antil adaları ile Orta Amerika kıyılarını bulmasına rağmen buraların yeni bir kıta olduğunu anlayamamıştı. Yaptığı seferler sırasında buranın yeni bir kıta olduğunu anlayan  Amerigo Vespucci, buraya “Yeni Dünya” adını vermiştir. Bu kıtaya Amerika adı, 1507 yılında Alman coğrafyacılar tarafından verilmiştir. Bu kıta üç bölüme ayrılır. Bu bölümler şunlardır:

 

A-Kuzey Amerika Hakkında Önemli Bilgiler

a- Kanada’nın kuzeyinden başlayarak Orta Amerika’nın sınırında Panama Cumhuriyeti’nde yer alan Punta Mariato noktasına değin devam eden Kuzey Amerika’nın yüzölçümü kıta yüzölçümünün ¼’ü kadardır. Bu adaların toplam yüzölçümü 23.491.000 km²dir. Kıyılarında fazla sayıda ada ve yarımada bulunan Kuzey Amerika’da dünyanın en büyük adası olan Grönland bulunmaktadır. Yüzölçümü 4 milyon km² olan buradaki adaların yüzölçümü kıta yüzölçümünün ¼’ü kadardır.

b- Kuzey Amerika’da hangi tarihten itibaren yaşamın mevcut olduğu bilinmemesine rağmen ilk olarak 25.000 yıl kadar önce Kızılderililerin Asya’dan Kuzey Amerika’ya göç ettikleri öne sürülmektedir. Eskimolar ise 605 yıl önce Kuzey Amerika’ya gelip yerleşmişlerdir.

c- Kuzey Amerika’ya Avrupa’dan ilk gelenler, Grönland’a yerleşen İskandinavyalılardır. Günümüzde Grönland dışında Avrupalıların yerleştiği kolonilerin tamamı bağımsızlıklarını elde etmiş durumdadırlar.

d- Yapısı itibariyle tabanı kuzeyde olan bir ters üçgene benzeyen Kuzey Amerika, kuzey-güney doğrultusundaki uzunluğu 6440 km., doğu-batı doğrultusundaki genişliği 7889 km.dir. Kıtanın Güney Amerika’ya bağlanan bölgesi körfezlerle çevrilidir. Bu körfezlerin en uzunu  Meksika Körfezi’dir.

e- Belkemiği konumundaki Kayalık dağları ve batı kıyılarında Alaska’dan Meksika’da bulunan Sierra Madre Dağları’na değin uzanarak kıvrılan “Cordillera Dağ Kuşağı, kıtanın en belirgin özelliğidir. Doğu Appalash Dağları, Atlas Okyanusu’na paralel olarak uzanırlar. Appalash Dağları’nın batısında Kanada içlerine değin varan bölgenin altında ve Büyük Göllerin güneyinde verimli topraklar mevcuttur. Kuzey Amerika’nın iç kısımlarında yer alan ovaların batı bölümleri “Büyük Ovalar” olarak adlandırılır. Mississippi Vadisi de ovaların merkezi konumundadır.

f- Kuzey Amerika yer alan ırmakların en uzunu ABD’nin orta bölgesini tamamen kaplayan 4370 km. uzunluğundaki Mississippi +Missouri Nehri’dir. St. Lawrence Irmağı ise Atlas Okyanusuna dökülür.

g- Dünyanın en büyük gölleri, Birleşik Amerika ile Kanada arasında bulunan göllerdir. Bu göllerin en önemlileri; Superior, Michigan, Erie, Ontario, Huron, Winnipeg gölleridir. Bunların içinde 82.380 km² yüzölçümlü Superior Gölü, birinci sırayı almaktadır.

h- Kuzey Amerika’nın iklimi; bölgelere göre farklılık arz eder. New Mexico ve Arizona eyaletlerinin kurak çöllerinde farklı iklimler görülürken,  Büyük Okyanus ve Alaska Akıntısı’nın etkisiyle ABD ve Kanada’nın batı kıyılarında yağışlı ve yazın kurak bir iklim egemen olmaktadır. Doğu kıyılarının iklimi de Golf Stream sıcak su akıntısının etkisiyle ılıman hale gelir. İç bölgelerin alçak kısımlarında düzenli olmayan bir yağış söz konusudur. Güneyinde kalan körfezler ile ABD’nin Atlas Okyanusu kıyısında yer alan bölgeler ise her an yaz kasırgası tehlikesiyle yüz yüzedirler.

ı- Bitki örtüsü açısından zengin bir kıta olan Kuzey Amerika’da Grönland, Alaska ve Kanada’da tundralar bulunur. Kuzeybatı kısımların iç bölümlerinde “Sekonya” adı verilen dünyanın en büyük ağacı yetişir. İğne yapraklı ağaç ormanlarına Kanada ve Güneydoğu ABD’nin orta kısımlarında sıkça rastlanır. Kışın yapraklarını döken ağaçlar, doğudaki kıyılar ile iç kısımların en belirgin ağaç türleridir. Kuzey Amerika’da bulunan çöllerin bitki örtüsü ise kaktüs, çalı gibi bitkilerdir.

i- Burası, dünya pamuk üretiminin yarısından çoğunu, dünya mısır, petrol, maden kömürü ve demir üretiminin yarısını karşılar.

j- Kuzey Amerika’yı bir baştan öteki başa trenle 2,5 günde; otomobille 8 günde aşmak mümkündür.

l- Nüfus yoğunluğunun en az olduğu bölgesi Alaska, nüfus yoğunluğu en çok olan bölgesi ise Rhodo İsland eyaletidir. Nüfus yoğunluğu ortalaması Alaska’da 25 km² ye 1 kişi düşerken, Kolombiya’da 25 km²ye 100 kişi düşmektedir.

m- Buranın en alçak yeri, deniz düzeyinin 90 m. kadar aşağısında yer alan “Ölü Vadi”dir.

n- En yüksek noktası Alaska’da bulunan 6187m. yüksekliğindeki Mount Mc. Kinley Dağı’dır.

o- Batı yarımküresinin en kalabalın kenti olan New York, bu kıtada yer almaktadır.

ö- İklim ve bitki örtüsünün gösterdiği değişikliğe bağlı olarak çeşitli hayvanlara rastlanır. Batıdaki ormanlarda geyikler, kuzey bölgelerde de kutup ayısı, fok, mors gibi soğuk bölgelerin hayvanları yaşar. Kuzey Amerika’da timsah ve maymun sayısı çok fazladır. Bir zamanlar bilhassa batı ABD’de görülen yaban sığırlarının sayıları son yıllarda azalmaya başlamıştır. Bununla birlikte balık çeşitleri de çok bol bulunur. Bilhassa som balığı meşhurdur. Dünyanın en büyük ve zehirli yılanları bu kıtada yaşar.

 

B- Orta Amerika Hakkında Bilgiler

a- Amerika kıtasının iki yarısını birbirine bağlayan dar bölge konumunda bulunan Orta Amerika’nın yüzölçümü 600.000 km²dir.

b- Güneybatı kısmı dağlık olan Orta Amerika’da dağlar kuzeydoğuya doğru gidildikçe alçalır. Kıtanın güneybatı kıyıları ovalık olmasına rağmen, bunlar dağlar ile deniz arasında dar bir şerit biçiminde yer alırlar.  Dünyanın en işlek kanalı olan ve Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanusu birbirinden ayıran 81,6 km. uzunluğundaki Panama Kanalı, Orta Amerika’nın en dar yerindedir.

c- Jeolojik açıdan yeni oluşmuş olmaları Orta Amerika dağlarının en belirgin özelliğidir. En yüksek yerleri Guatemala’da bulunan 4.064 m. yüksekliğindeki Tacana ile 4.210 m. yüksekliğindeki Tajumulko’dur. Volkanik bir bölge olan Orta Amerika’da 250 kadar yanardağ vardır. Kıtada çok sık deprem meydana gelmektedir. Bölgede yer alan önemli kentlerin hemen hemen tamamı deprem kuşağı üzerinde yer alırlar.

 d- Orta Amerika’da dağların yamaçlarının denize doğru uzamasından ötürü burada bulunan akarsular yalnız kıyı ovalarını sular ve en kısa yoldan denize dökülür. Bu nedenle bölgede önemli sayılabilecek akarsu mevcut değildir.

e- Nikaragua sınırları içerisinde yer alıp batıda bulunan Managua ve Nikaragua gölleri buranın en önemli gölleridir. Bunlardan 8.262 km² yüzölçümündeki Nikaragua Gölü, aynı zamanda Orta Amerika’nın en büyük gölü olma özelliğini taşır.  

f- Rüzgârların sürekli etkili olduğu Orta Amerika’da tropikal iklim görülür. Bundan ötürü kıyı bölgelerindeki egemenlik ılıman iklimdedir. Bölgede bulunan vadilerde de ılıman iklim egemen olurken, yüksek bölgelerde soğuk iklim etkili olur.

g- Orta Amerika’da ikliminden ötürü özellikle tropikal ürünler yetişir. Bölgenin belli başlı ürünleri kahve ve muzdur. Karayib Denizi’ne doğru olan kısımlar balta girmemiş sık ormanlarla örtülüdür. Bu ormanlarda bol miktarda kauçuk, maun, sedir ve palmiye ağaçları bulunmaktadır.

h- Orta Amerika da Kuzey Amerika gibi maden açısından son derece zengindir. Bölgenin pek çok yerinde bol miktarda altın, gümüş, bakır, kalay, kurşun, demir, çinko ve kömür çıkarılmaktadır.

ı- Orta Amerika’nın ekonomisi büyük ölçüde tarım ve hayvancılığa dayanır. Bölgede, hammaddesi  “Sapodilla Ağacı”nın özsuyundan elde edilen çiklet ve şeker ihracı sayesinde gelir sağlanır. Hindistan cevizi yetiştirilmesi ve arıcılık ileri tekniklerle yapılmaktadır. Bununla birlikte bol miktarda muz yetiştirilir. Orta Amerika’nın birçok yerinde sığır beslenmektedir.

i- Öteden beri bir ihtilallar ülkesi olarak bilinen Orta Amerika’da yer alan ülkelerin tamamının anayasasında yönetim şeklinin “Cumhuriyet” olarak yazılmasına karşın anayasaya pek önem verilmez ve ihtilallar sıkça olur ve diktatörler birbirini izler.

 

C-Güney Amerika Hakkında Bilgiler

a- 17.832.000 km²lik yüzölçüme sahip bulunan ve dünyadaki bütün karaların 1/7’si büyüklüğünde olan Güney Amerika’nın kuzey-güney doğrultusundaki uzunluğu 7200 km., doğu-batı doğrultusundaki genişliği  5300 km. dir. Kıtada belli başlı dört yüksek bölge vardır.

b- Bunlar; Himalayalar’dan sonra dünyanın en Büyükdağ zinciri olan And ve Guyana dağları ile Patagonya ve Brezilya yaylalarıdır. Dünyanın en uzun sıra dağları olan And Dağları,  Güney Amerika’nın batı kıyılarını tamamen kuşatırken, Bolivya Platosu adı verilen yüksek bir bölgeyi de oluştururlar. En yüksek tepesi Bolivya sınırları içerisinde yer alan Aconcagua, 6969 m yüksekliktedir.

c- Ahalisinin, Latin dillerinden olan Portekizce ve İspanyolca konuşmasından ötürü Güney Amerika’ya;  Meksika ve Orta Amerika ile birlikte “Latin Amerika” da denilmektedir.

d- En büyük kenti Buenos Aires’tir.

e- Güney Amerika göller açısından pek zengin sayılmaz. Buradaki göllerin en büyüğü; Peru-Bolivya sınırında yer alan ve denizden yüksekliği 3.812 m. olan 6.900 km² yüzölçümlü Titicaca Gölü ile Poopo gölleridir. Her ikisi de denizden bir hayli yüksektir.

f- Güney Brezilya’da yer alan İguassu ve Paraguay’ın güney sınırını belirleyen Parana ırmakları su debisi fazla olan ırmaklardır. İç bölgelerde bulunan ve aynı zamanda Güney Amerika’nın en uzun nehri olma özelliğini taşıyan 7.025 km. uzunluğundaki Amazon Irmağı, dünyanın saniyede en fazla su taşıyan ırmağıdır. Amazon bölgesi uzun ve tropik ağaçlarla kaplıdır. Bu bölgenin birçok yeri de bataklıktır.

g- Güney Amerika’nın yer şekillerinin farklılık göstermesi kıtada çeşitli iklim tiplerinin bulunmasına yol açar. Ekvator tipi, tropikal, ılıman ve soğuk iklim görülür. Yağışı en bol olan bölgeler;  Amazon bölgesi, kuzeydoğu ve kuzeybatı kıyılarıyla Şili’nin güneybatı bölgeleridir. Kıtanın güneydoğu bölgelerinde denizin etkisiyle en soğuk ayda bile sıcaklık sıfır derecenin üzerine seyretmektedir. Kıtanın doğu ve batı kıyılarında iklim, Okyanus akıntılarının etkisinde kalır. Peru akıntısı kıtanın güneybatı kıyısındaki sıcaklığı bir hayli düşürür.

h- Amazon havzası, “Selva” adı verilen büyük tropikal ormanlarla kaplıdır. Çok geniş bir alana yayılan ormanlarda kauçuk, ceviz ağaçları ve sert odunlu ağaçlar bulunur. Kıta öteki ağaç türleri açısından da oldukça zengindir. Patagonya’da bozkır bitkileri, Amazon havzasının güneyindeki ormanlarda da bol miktarda çam ağacı bulunur. Şili, çam ve yaprakları dökülen ağaçlar tarafından oluşturulan sık ormanlarla örtülüdür.

ı-Güney Amerika’da çok çeşitli hayvan türleriyle karşılaşmak mümkündür. Memelilerden jaguarlar, pumalar, maymunlar, tapirler ve kan emen yarasalar gibi yabani hayvanlarla, sürüngenlerden yaygın olarak görülen boa yılanları, zehirli yılanlar ve timsahların çeşitli türleri sayılabilir. Kuş çeşitleri açısından zengin olan kıtada, bununla birlikte özellikle güney bölgelerde çeşitli amaçlar için “Lama” adı verilen bir hayvan yetiştirilir.

i- Güney Amerika kıtasının nüfusu yaklaşık 300 milyonun üzerindedir. Kıtanın kuzeyinde yer alan kıyı bölgelerde Cariblar ve Aramak yerlileri küçük gruplar biçiminde yaşamaktadırlar. Kıtanın yerlileri, geleneklerini ve yaşam biçimlerini sürdürmektedirler. Nüfusu zenci ve beyazlardan oluşan Güney Amerika’da fakirlik yaygındır. Dünyadaki beslenme yetersizliği görülen başlıca bölgelerinden birini meydana getirir.  

j- Bütün dünyada elde edilen kalayın yaklaşık % 20’si Bolivya’dan çıkarılırken, Şili, Peru ve Bolivya’da dünya bakır ihtiyacının % 15’i karşılanmaktadır.

 

Antarktika Kıtası Hakkında Önemli Bilgiler

1- Güney yarımküresinin en güney kısmında yer alan ve güney kutbunu kapsayan kıta. Afrika ve Okyanusya’nın kuzeyinde olan ve içinde ülke bulunmayan tek kıtadır.

2- Dünyanın beşinci büyük kıtası olan Antarktika’nın yüzölçümü 14.107.637 km²dir. Güney kutbu çevresinde her yanı karla kaplı, sürekli fırtınalı ve buz kütleleri ile çevrili bir kara parçasıdır. Antarktika, Ross ve Wendel deniz körfezleri ile Antarktika Yarımadası hariç ana hatlarıyla çembere benzemektedir.

3- Kar ve buzlarla örtülü olan kısımların dışında kalan yerlerin ortalama yüksekliği öteki kıtalara oranla iki kat daha fazla olup, ortalama 1830 m.dir. Karaların üzerini örten buz ve kar kütlesinin kalınlığı ortalama olarak 2000 m. civarındadır. Denizden ortalama 2.200 m. yükseklikte bulunan bu kıtanın en yüksek yeri 4.572 m. yüksekliğindeki “Markham Dağları”dır.

4- Bundan 100. 000.000 yıl öncesinde ılık bir iklimin egemen olduğu Antarktika dünyanın en soğuk bölgesidir. Yazın en sıcak günlerinde bile sıcaklığı -15ºC’den yukarı çıkamayan kıtanın sahil kenarları, iç kısımlara ve yükseklere oranla daha sıcaktır. 1960 yılında 3962 metre yükseklikteki Vostok İstasyonu’nda -88,3º okunarak dünya soğukluk rekoru saptanmıştır. En soğuk aylarda ortalama sıcaklık kıyıda -20°C ile -30°C, iç kesimde ise, -40°C ile -70°C arasında değişir. Yağışlar kar şeklindedir.

5-Sıcaklığın donma noktasının üstüne pek çıkmamasından ötürü bitki ve hayvan açısından en verimsiz kıtadır. Çok az miktarda yosun ile likenin dışında bitkiye rastlanmayan bu kıtada denizler, ancak mikroskopla görülebilen ve “Diatom” adı verilen küçük bitkilerle doludur. Yalnız kuzey kısma bakan, güneşe doğru olan kaya ve yamaçlar üzerinde son derece küçük bitki şekilleri mevcuttur. Botanikçiler kıtanın kenarları boyunca ve dağların yakınlarında 400 kadar çeşitli yosun türüyle karşılaşmışlardır.

6- Kıtanın 20° ve 80° boylamlarıyla Antarktika Yarımadası ve Shetland arası İngiltere egemenliği; Ross Dependency bölgesi Yeni Zelanda egemenliği; Avustralya Antarktik Bölgesi, Macquarie Heard ve Mc Donald Avustralya egemenliği; Marion ve Prens Edward adaları Güney Afrika Cumhuriyeti egemenliği; Kerguden ile Crozet takımadası, yeni Amsterdan, Adelie arazisi Fransa egemenliği; Bouvet, S. Pierre adası Norveç egemenliği; Ross ve Falklanda arasındaki bölge ise ABD egemenliği altındadır.

7-Antarktika buzullarının kilometrelerce altında yer alan göllerin, birbirine gizli nehirlerle bağlı olduğu bilim adamları tarafından gün ışığına çıkarıldı. Bu göller, iklim değişiklikleri ve küresel ısınma gibi konularda milyonlarca yıl öncesinin gizlerini saklayan zaman kapsülleri olarak görülüyor. Ayrıca göllerde yapılacak araştırmalar, buzul kaplı bir okyanus barındırdığı sanılan Jüpiter'in uydusu Europa ve diğer gezegenlere de ışık tutabilir. Binlerce göl çıkabilir. Daha önce, dünyanın buz deposu Antarktika'nın aşırı soğuk olması nedeniyle, kıtada donmamış göl ya da su birikintileri olabileceğine olasılık verilmemesine karşın, 1960'ların sonrasında gerçekleştirilen radar ve uydu araştırmaları, kalın buz tabakasının altında göller olduğunu ortaya çıkardı. Günümüze değin kıtada 150 gölün varlığı kanıtlandı ve binlerce göl daha ortaya çıkarılabilir. Antarktika'da şu ana kadar bulunan en büyük su kütlesi Vostok Gölü’dür. Uzunluğu 250 km., genişliği ise 40 km.ye kadar ulaşan gölün derinliği yaklaşık 400 m.dir.. NASA ile Rus Bilimler Akademisi, şimdi bu gölden sondajla su örneği almayı planlıyor. Milyonlarca yıldır buzla kaplı olan göllerde şimdiye dek bilinmeyen canlı türlerinin bulunduğu sanılıyor.

8- Adı, “Arktika’nın karşısındaki” (Yunanca: Antarktikos) anlamına gelen Antarktika, ortalama 2.000 m kalınlığında büyük bir buz katmanı tarafından örtülmüştür. Bir zamanlar “ulaşılamaz” diye adlandırılan kutup noktasında buzun kalınlığı 4.335 m.yi bulur. Bu buz kütlesi 24 milyon km³’lük hacmi ile yeryüzünde bulunan buzların tamamının yüzde 92’sini oluşturmaktadır. Kıyılarından kopan 350-600 m kalınlığındaki buz parçaları günde 1-3 m hızla ilerler ve birbiri üstüne yığılır. Bu tür yüzen yığınlardan biri olan ve İngiliz kâşif Sir James Clarck Ross tarafından keşfedilen uzunluğu 600 km.yi aşan Ross Buzlası 540.000 km.yi bulan alanıyla neredeyse Fransa büyüklüğündedir. Gelgit olayının buzladan kopardığı büyük parçalar yüzerek çevreye dağılır. Bu tür buzdağları arasında 20.000 km² büyüklüğe ulaşanlar olur. Bu anakarada yer alan önemli buzullardan biri de  eni 20 km., uzunluğu 200 km. kadar olan ”Beardmore Buzulu”dur. Bunların dışında eni 7-25 km. arasında değişen “Scott Buzulu” ile yaklaşık 20 km. enindeki “Shackleton Buzulu” da bu kıtada yer alan buzullar arasındadır.

 

Okyanusya Hakkında Önemli Bilgiler

1- Okyanusya, Büyük Okyanus'a serpilmiş adaları kapsayan ülkelerden ve Avustralya'dan meydana gelen kıtadır. Asya'nın güney ve güneydoğusunda, Antarktika'nın kuzeyinde ve Büyük Okyanus ile Hint Okyanusu'nun arasında yer alır. Dünyanın, birer kıta olan öteki parçalarından farklı olarak, bu parçaya bütünlüğü sağlayan ve adını veren okyanustur. Yüzölçümü 8.970.000 km², nüfusu 25.000.000' dur (1991).

2- Büyük Okyanus’ta bulunan bütün adalar Okyanusya'ya bağlı değildir. Asya ve Amerika yakınında yer alan takımadalar, bu kıtaların parçasıdır. Amerika kıyıları açığında yer adalar, Aleut Adaları ve bilhassa Uzakdoğu'da bulunan Japon takımadaları, Endonezya ve Filipinler Okyanusya'ya dâhil değildir. Malezya takımadaları kimi zaman Okyanusya'ya bağlı sayılmış olmakla birlikte, halkları, uygarlıkları ve tüm aktiviteleri açısından Güneydoğu Asya'ya daha yakındır.

3- Okyanusya; Avustralya, Melanezya, Polinezya ve Mikronezya olmak üzere dört bölüme ayrılır. Gerçek bir küçük kıta olan ve Büyük Okyanus ile Hint Okyanusu arasında yer alan, Avrupa'nın dörtte üçü büyüklüğünde (7.704.000 km²) olan Avustralya, en kalabalık bölgeleri Büyük Okyanus'a dönük olmasından ötürü bir Okyanusya toprağıdır. Öte yandan, tarihi de Avrupalıların, Okyanusya'yı keşfetmelerine ve yerleşmelerine ilişkindir. Melanezya, Avustralya ve Endonezya'nın doğusunda bulunan adaları kapsar. Bu adalara genellikle Yeni Gine de dâhildir. Polinezya, Yeni Zelanda takımadaları ile Ekvator'un kuzey ve güneyinde yer alan Orta Büyük Okyanus adalarını içine alır Mikronezya, Malezya'nın kuzeyinde bulunan takımadaları kapsar. Çeşitli takımadaların adaları genellikle kuzeybatıdan güneydoğuya doğru uzanır ve çoğunlukla yay şeklinde dizilmiştir.

4- Avustralya dışında kalan Okyanusya adaları başlıca üç türdür: a.- Yeni Zelanda, Yeni Gine ve Melanezya'nın kimi adaları dağlık yüzey şekillerini ve günümüzdeki görünümlerini toprak hareketleri neticesinde almıştır. Kıvrılmalar ve kırılmalar genellikle çok yeni olduğu için bu adalarda çok sık deprem yaşanır ve yanardağlar püskürür. b.-Polinezya, Melanezya ve Mikronezya takımadalarının çoğu yüzeyden az çok uzak bir denizaltı tabanının üzerinde yer alan volkanik akıntıların neticesinde oluşmuştur. Bazıları etkin olan yanardağlar çok yüksektir. Hawaii takımadalarında bu yükseklik 2.400 m.yi bulmaktadır. c.- Dönenceler bölgesinde yer almalarından ötürü, Avustralya'nın kuzeydoğusunda bulunan Büyük Set örneğinde görüldüğü gibi adaların çoğu mercan kayalıklarıyla çevrilidir. Markiz Adaları örneğinde olduğu gibi Yeni Zelanda'da Avustralya'nın güneyinde ve bazı takımadalarda mercan kayalıkları bulunmaz. Üstelik Tuamotu, Gilbert vb. olduğu gibi denizaltı sığlıkları bazı mercan oluşumlarına taban yerine geçmiş ve takımadaların bazıları tamamen atollerden meydana gelmiştir.

5- Komşuları Endonezya, Doğu Timor, Papua Yeni Gine, Solomon Adaları, Vanuatu, Yeni Kaledonya ve Yeni Zelanda olan Avustralya, tüm bir kıtayı kaplayan tek ülkedir. Asya'nın güneydoğusuna doğru, Güney Yarımküresi’nde uzanır ve dünya ulusları arasında arazi açısından altıncı sırada bulunur. 10°-44° güney enlemleri ile 112°-154° doğu boylamları arasında bulunur. Topluluğun dış arazileri; Papua'nın Avustralya kısmını 7.741.220 km² (6. büyük ülke) Avustralya Antarktik’ini, Hint ve Pasifik okyanuslarında birçok adaları kapsar.

6- XVI. yy.dan itibaren başlayarak Portekiz ve İspanyol gemicileri, Amerika gibi bir tesadüf neticesinde bulunan Avustralya'nın kuzeyinde bulunan adalar bölgesine, ardından XVII. yy.da Hollandalı denizciler Avustralya kıyısına ulaştılar. Avustralya'nın yeni bir kıta olarak anlaşılması, 1769 yılında İngiliz kaptanı James Cook tarafından Yeni Zelanda'ya yapılan bir gezi sırasında bir tesadüf sonucu bulunmuştur.

7- Daha sonraları 26 Ocak 1788 tarihinde Arthur Pihilip adındaki İngiliz kaptanın 1000 kişilik kadınlı-erkekli, çocuklu bir toplulukla Sydney'e yerleştiği gün, günümüzde “Avustralya Günü” olarak kutlanmaktadır. 1820-1850 yılları arasında İngiliz kökenli halkın bütün kıtaya yayılması sonucunda Avustralya tamamen bir İngiliz kolonisi haline geldi. 1850’li yıllarda Avustralya altın arayıcılarının akınına maruz kalmasına rağmen altın arayıcıları umduğunu bulamadılar. 1890’lı yıllarda ekonomik zorluklar Avustralya, Tazmanya, Qneensland'ın bir federasyon çevresinde birleşmesine yol açtı. 1901 yılında federasyon anayasası onanarak Barton başkan seçildi.

 8- Avustralya, kıtaların yükseklik bakımından en düşük seviyede olanıdır. Arazinin % 94' ü deniz seviyesinden 660 metreden daha az yüksektir ve tepe meydana getirecek hiçbir zirve yoktur. 16.650 km.den daha fazla olan kıyı şeridinde, düzgün olmasına rağmen, bazı derin koy ve körfezler de bulunmaktadır.

9- Avustralya'nın üç önemli fiziki bölgesinin en genişi olan Batı Platosu kıtanın yarısından fazlasını meydana getirir. Bölgenin çoğu, deniz seviyesinin üstünde 500 m civarında uzanır. Fakat bazı yerlerde küçük dağ grupları, platonun genel seviyesinin üzerine yükselerek seyreder. En önemlileri batı sahili yakınında Hammersley dizisi ve kıtanın merkez kısmında yer alan Macdonnel ile Musgrave sıra dağlarıdır. Platonun çoğu kuzeydeki büyük kum çölü ile güneydeki Victoria Çölü'nden ibarettir. Bu bölgede hiç devamlı nehir yoktur ve arazinin çoğu çoraktır. Platonun kıyıları dar kıyı ovalarıdır.

10- İçteki alçak bölgeler ikinci fiziksel alanı oluşturur ve kuzeyde yer alan Karpentarya Körfezi'nden Güney Avustralya'nın güney kenarı üzerindeki Spensyr ve Sent Vinset Körfezleri' ne değin uzanır. Bu bölgenin büyük bir kısmının yüksekliği 170 m altında uzanır. Güney Avustralya havzasındaki Lake Eyze, deniz seviyesinden 13 m kadar aşağıdadır. Sahanın orta bölümü büyük artezyen havzasından ibarettir. Güneyde diğer bir artezyen sahası aşağı Murray Nehri’ndeki dranaj sistemidir.

11- Avustralya'nın üçüncü önemli fiziksel bölgesi doğu yaylaları veya Great Dividing Range'den oluşur. Kıtanın asıl sulak yeri olan bu bölge yaklaşık 4000 km kadar doğu kıyılarına paralel uzanır. Bu bölge bir dizi sıradağlar ve platolar ile önem kazanarak, Tasmanya Adası’nı da kapsar. En yüksek tepeler, 2.230 m. ye değin varan Kosciusko Dağı olup, Güney Avustralya Alplerindendir. Güney yaylaları sahilden dar bir ova ile ayrılırlar.

12- Güney yarım küresinde bulunan Avustralya, öteki kıtalara oranla çok daha farklı bir iklime sahiptir. Türkiye'de kış mevsimi yaşanırken orada yaz mevsimi yaşanır. Çöl kısmının bulunduğu batı taraflara yağış az düşer. Yıllık ortalama 500 mm.yi geçmez. Yıllık yağışlar çok farklı olup, şiddetli kuraklıklar her yıl beklenen olağan şeylerdendir. Kuzeyde ülkenin üçte birini meydana getiren bölgede tropikal iklim egemendir. Yıllık yağış miktarı 700-1520 mm arasında değişir. Ülkenin doğu ve kuzey kıyılarında, güney kıyılarının bir bölümünde, normale dönen yağışlar 1000 mm.yi bulur. İç kısımlarda ise yağış ortalaması az olup, bunun bir sonucu olarak da nüfus seyrektir.

13- Kıtanın doğusunda nemli ve tropikal bir iklim görülür. Aşağı Murray Nehir vadisi ile Batı Avustralya'nın güney-batı uçlarında Akdeniz iklimi egemendir. Buralarda yazlar sıcak ve kurak, kışlar yağışlı ve ılık geçer.

14- Batı platosunun büyük alanları üzerinde yer alan eski kayaların dış yüzeyi ve doğu bölgelerinin kimi bölümleri Avustralya'ya çok değerli madenlerden altın, gümüş, kalay, çinko ve bakır sağlamaktadır. Ülke bununla birlikte önemli demir, boksit ve uranyum yataklarına da ev sahipliği yapar. Kömür önemli miktarda bulunur. Surat Havzası’nda ticarî açıdan önemli petrol rezervleri bulunmuştur. Avustralya, ayrıca dünyanın başta gelen opal (panzehir taşı) kaynaklarına sahiptir.

15- Avustralya'nın doğal kaynaklarının en önemlisi olan suyun bulunmayışı, iç kısmın büyük bölümünün gelişmesine set çeken önemli bir etkendir. Normal seviyesinin altında su taşıyan nehirlerin dışında, asıl su kaynakları kuyular ve su depolarının olduğu artezyenlerdir. Yalnız güney-doğunun yaylalarında, hidroelektrik santrallerinin suyunu sürekli bir şekilde sağlayacak derecede su mevcuttur. Ülkenin hidroelektrik potansiyelinin yarısına yakın santrali Tasmanya Bölgesi’nde bulunur.

 16-Toprakları çoğunlukla fosfor açısından yetersiz olan Avustralya’nın en verimli toprakları, özellikle güney-doğu ve güney-batıdaki nemli kısımlarında yer alan alüvyonlu ovalardır.

17- Bitki örtüsü açısından hem farklılık hem de özellik arz eden Avustralya'da kuraklığın egemen olduğu iç kısımlarda seyrek çöl bitkileri ve fundalar mevcuttur. Yağmurun artmasıyla bitki örtüsü çalılıklardan ormana dönüşür. Doğu sahili ve Tasmanya'da ormanlar ve çalılıklar bulunur. Olağan bitki örtüsü arasında sayılan akasya ve okaliptüslerin yüzlerce türü olup, hemen hepsi de Avustralya'ya özgüdür. Kuzeydoğu kıyısının tropik ormanlarında palmiye, çamlar, Güneydoğu Asya'nın bitki topluluğuna ait kerestelik ağaçlar ve salep otunun yüzlerce çeşidini burada görmek mümkündür.

18- Tamamı yavrularını kendi mide keselerinde taşıyan yerli hayvanların bulunduğu Avustralya'da Tasmanya şeytanı, kaulo, vombat kanguru vb. memelilerden oluşan garip hayvanlar yaşamaktadır. Yumurtlamasına rağmen yavrularını emziren, karıncayiyen Ekidualar ve Pleytipuslar da Avustralya'ya özgü hayvanlardır. Dingo veya vahşi köpek; koyunlar için ciddi bir tehlikedir. Ormanlık alanlarda kuş türlerinin çok olduğu Avustralya’da, çok farklı papağanlarla, kakaburra ya da balıkçıllarla sıkça karşılaşmak mümkündür. Burada bunlardan başka tropikal kuzey sahil nehirlerinde yaşayan timsahlar, yılanlar ve çeşitli kertenkeleler de yaşar.  

19-Avustralya'ya sonradan götürülen hayvanlardan tilki ve tavşan, çok hızlı üredikleri için ülke için ciddi sorun haline gelmiştir. Tavşanların üremesine engel olunmak amacıyla uzun çitler oluşturulmasına rağmen kıtanın otlaklarının tamamına yayılmalarına engel olunamamıştır.  Daha sık ayrı tutulma çitleri, zehirleme, tuzak kurma ve myxomatosis hastalık virüsleri gibi kontrol önlemleri, her tarafı istila eden tavşanların sayısının azaltılmasına yeterli gelmemektedir. Bununla birlikte Avustralya'da yaban atlarıyla, develerle ve su aygırlarıyla da karşılaşmak mümkündür.

20- Avustralya, Dünyada, nüfus açısından seyrek ülkelerden biri olmasına rağmen, Sydney 3.656.000 ve Melbourne 3.080.000 adlarındaki iki tanesi nüfusuyla yeryüzünde kalabalık 30 şehir arasında yer alan Avustralya’nın toplam nüfusu 20.555.3002 (53. sırada) kişidir. Nüfus yoğunluğu son yıllarda artmasına rağmen km.ye hâlâ 2,2 kişi düşmektedir. Bununla birlikte nüfusta, batılı ülkelerin çoğundan daha süratli bir artış gözlenmektedir. 1946-1960 arasında, yalnız göç yoluyla 1.600.000 kadar insan ülke nüfusuna eklenmiştir.

21- Kıtanın çoğunun kurak olması, nüfusun 2/3 kadarının sıcak olan güneydoğu köşesinde yerleşmesini zorunlu hale getirmiştir. Kent sınırlarına doğru akın gittikçe artış göstermektedir. Nüfusun %54 kadarı; Sydney (New South Wales), Melbourne (Victoria), Brisbane (Oueensland), Alelaide (South Australia), Perth (Western Australia) ve Hobart (Tasmanya) gibi altı eyalet başkentinde oturur. Bu şehirler ve federal başkent Canberra'nın dışında, nüfusu 20.000' den daha fazla olan on iki kadar kent daha mevcuttur. Kasaba merkezleri 5.000-10.000 nüfus arasında olup, daha ziyade küçüktürler. Çoğu, bölgelere hizmet götürmek amacıyla kurulmuş merkezlerdir.

 
Bugün 49 ziyaretçi (68 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol