GÜNLERİN HİKMETLERİ

 

GÜNLERİN HİKMETLERİ

 

Kim cuma günü tırnak­larını keserse, Allâh Taala ondan dertleri çıkarır yerine şifa koyar.

Hayat gailesi içinde birçok şeyin olduğu gi­bi, günlerin de riayet edilmesi gereken nice edepler taşıdığını unutmuş bulunuyoruz. Aslında "edep" kavramına "kâinata işlen­miş fizik yasalar" gözüyle bakabiliriz. Bunu yaparsak her işlerinde bir hikmet, bir fera­set bulunan 'eskiler'in, resmî tahsil görme­seler de bir hil'at gibi üzerlerinde taşıdıkları irfanlarının kaynağını da anlamış oluruz. Neden "eskiden" yapılmış binalar, mobilya­lar, sair eşyalar asırlara meydan okurken za­mane eşyalarının bu kadar dayanıksız oldu­ğunu birden anlayıveririz. Ve en önemlisi "eskiden" birbirini hiç görmeden bir aile kuran insanlar birer süper dede, babaanne olarak genç nesillerine edep erkân öğretir­ken, bugün yıllarca görüşüp tanıştıkları hâl­de aynı çatı altında bir ömür sürdürmeyi ba­şaramayan "yeni" neslin milletleri çökerten içler acısı görünüşüne dair de fehamet kaza­nırız.

Eskiden ağaç kesimi sadece yeniaydan dolu­naya kadar yapılırmış, yeni her işe bu vakit­te başlanırmış. Bu vakitte deniz suları yük­sek ve bereket getirici olurmuş. Yine "kü­çük âlem" olan insan vücudundaki kan sevi­yesi de deniz seviyesi ile beraber yükselir, insanlar daha canlı ve kuvvetli olurmuş. Yi­ne bu sebeple ameliyatlar kan seviyesinin en düşük olduğu ayın iyice küçüldüğü son gün­lerinde yapılırmış. Vakitlere, mekânlara ve vakitlerin ve mekânların sahibi Ebul-vakt olan insanlara hürmetle tazim neticesinde işler hayırlı ve bereketli, insanlar mutlu ve hikmetli bir hayat sürermiş.

Şimdi bütün hikmetler göğe çekilmiş gibi. İnsan, kökünden koparılmış bir ağaç misâli rüzgâr yönünde savrulup duruyor. Kökle­rinden beslenemediği için cansız, dış tesirler sebebiyle güçsüz durumda... "Rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtıla" "Ey Rabbimiz şüphesiz sen bunları sebepsiz yaratmadın, seni tespih ve tenzih ederiz. Bizi ateş azabından koru" diye dua eden yüceler hürmetine diriltici te­fekkürlere vesile olması duasıyla, kâinattaki edebe dair küçük bir misâl olarak Sami Ramazanoğlu Hazretleri'nin Yunus Suresi Tefsiri'nden aldığımız günlerin hikmetleriyle ilgili bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyoruz: Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz'e Pazar günü hakkında soruldu. Cevaben buyurdular ki: Ağaç dikip imar işlerini tedvir etme günü­dür. Cenab-ı Hâlık-ı Taalâ arzı cumartesi günü yaratıp dünyayı yaratmaya ve imar et­meye Pazar günü başlamıştır.

Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz'e Pazartesi gü­nü hakkında sual ettiklerinde: Sefer ve ticaret günüdür. Çünkü Şuayb (a.s.) pazartesi günü sefer etti de ticaretinde ka­zancı bol oldu, buyurdular.

Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz'e Salı günü hakkında soruldu. Cevaben buyurdular ki: Kan günüdür, çünkü o gün Havva hayz getir­di. Adem'in oğlu kardeşini o gün öldürdü. Yi­ne o gün Cercis, Zekeriya, Yahya ve oğlu Fir'avn'un karısı Âsiye binti Müzâhim ve benî israil'in bakarası katlolundu. Rasulullah (s.a.v.) nehyetmişlerdir. Salı günü hacamat yaptırmaktan şiddetle kaçının. Çün­kü o günde öyle bir saat vardır ki kişi hacamat yaptırırsa kanı durmaz ve ekseri hâllerde in­san kanı durduktan sonra ölür. Yine Salı günü İblis yeryüzüne indi; yine o gün cehennem ya­ratıldı ve yine o gün Eyyûb derde tutuldu.

Resulallah (s.a.v.) Efendimize Çarşamba gü­nü hakkında soruldu; cevaben buyurdular ki: Meşakkat ve azap günüdür. Çünkü o gün Fir'avn ve kavmi boğuldular, yine o gün Âd, Semûd ve Salih (a.s.)'ın kavmi helâk oldular ve o gün tırnak kesmek baras/ alaca hastalığı­na sebep olur. Bazıları Çarşamba günü hasta ziyaretini mekruh gördüler.

Resulallah (s.a.v.) Efendimiz'e Perşembe gü­nü hakkında soruldu. Cevaben buyurdular ki: Hacetlerin yerine getirildiği gündür. Gerekti­ğinde sultanların huzuruna da Perşembe çıkı­lır. Çünkü ibrahim (a.s.), Mısır melikinin hu­zuruna Perşembe günü çıktı, hacetini gördü ve Mısır meliki ona Hâcer'i hediye etti.

Resulallah (s.a.v.) Efendimiz'e Cuma günü hakkında sorulduğunda ise; Nikâh günüdür, Âdem Havva ile, Yusuf Züleyha ile Musa Şuayb'ın kızıyla, Süleyman Belkıs ile nikâhlandı-lar. Ve ben de Hatice ve Âişe ile (radıyallahu anhümâ) Cuma günü nikâhlandım, buyurdu­lar.

Abdullah ibni Mes'ud'dan rivayet olunduğuna göre şöyle demiştir: "Kim cuma günü tırnakla­rını keserse, Allâh Taala ondan dertleri çıkarır yerine şifa koyar."

 

 

Pazartesi Gününde Meydana Gelen Olaylar;

1- Hatemü'l Enbiya: Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (sav) Fil yılının Rebi'ül-evvel ayının 12. gününe rastlayan Pazartesi sabahı, henüz tanyeri ağardığı zaman âlem başka bir âlem oldu.

2- İlk Vahiy: Miladın 610 yılının Ramazan ayında Hira Mağarasında bir Pazartesi günü Cebrail tarafından ilk vahiy geldi.

3- Medine'ye Hicret: Peygamberimiz Kuba'ya erişince 13 yıllık ıstırap arkada kalmış oldu. Buraya Rebi'ül-evvel ayının başlarında 622 miladi yılının 20 Eylülünde, bir Pazartesi günü ulaştı. 

4- Refik-i A’laya: 8 Hazirana rastlayan Rebi'ül-evvel ayının Pazartesi günü, sıcak bir gün, Medine seması saf ve berrak, gökyüzü saftı; Elini kaldırdı. Parmağıyla semaya işaret etti. "Refik-i a'laya, Yüce dosta" dedi. Ve eli yanına düştü. Artık ne bir ses, ne bir nefes..

 İbn-i Abbas " Doğumu Pazartesi günüdür, ilk peygamberlik Pazartesi geldi, hicret Pazartesidir, ruhu da Pazartesi kabzolunmuştur."

 

Pazartesi günü ile ilgili Hadis-i Şerifler;

1-  Ebû Hüreyre şöyle dedi: 

 Bir gün Resulallah sallallahu aleyhi ve sellem elimi tutarak şöyle buyurdu: 

“Allah, toprağı cumartesi günü yarattı. Oradaki dağları pazar günü, ağaçları pazartesi günü, sevilmeyen şeyleri salı günü, nûru çarşamba günü yarattı. Hayvanları yeryüzüne perşembe günü yayıp dağıttı. Âdem’i yaratılanların sonuncusu olarak cuma gününün son saatlerinde, ikindiyle akşam arasında yarattı.”

(Müslim, Münâfıkîn 27. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 327)

2-“Her Pazartesi ve Perşembe günü ameller Allah'a arz olunur." (Müslim, Birr, 36)

3- "Allah Resulü, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çokça özen gösterirdi." ( Tirmizi, Savm,44; Nesai, sıyam, 36; İbn Mace, Sıyam, 42; Ahmed b. Hanbel 6/80.) 

4- Başka bir rivayette de Rasulullah'a, (asm) pazartesi günü tutulan oruçtan sordular. Peygamber Efendimiz (asm):

"Ben o gün dünyaya geldim ve o gün peygamberlik verildi veya bana vahiy indirilmeye başlandı." buyurmuşlardır. (Müslim, Sıyam, 197.)

5- "Ameller, Cenab-ı Hakk'a pazartesi-perşembe günleri arz olunurlar. Ben istedim ki Cenab-ı Allah'a amelim arz olunurken oruçlu olayım." (Tirmizi, Savm, 44; Nesai, Sıyam, 70)

Allâh-u Teâlâ’ya hamd, Resulüne, â’li ve eshâbına Salât-u Selam’dan sonra;

Her bir günün ve gecenin kendisine mahsus bir fazilet ve önemi vardır. Günlerin hepsi faziletlidir. Fakat günlerin içerisinde önemli olaylar vardır.

 

PAZARTESİ GÜNÜ

Resulallah Sallallahu aleyhi ve sellem ‘e pazartesi günü hakkında sordular. Şöyle buyurdu:

”O, yolculuk ve ticaret günüdür.”

”Ey Allâh’ın Resulü! Bu nasıl olur ?” Dediler.

”Çünkü o gün Şuayb Aleyhisselâm’a, ticaret yapmak ve rızık kazanmak için yolculuk yapmıştır.” Buyurdu.

Bazı Âlimler, derler ki;

”Allâh pazartesi gününe yedi fazilet vermiştir:

1) İdris Aleyhisselâm göğe pazartesi günü çıkmıştır.

2) Musâ Aleyhisselâm Tur’a o gün gitmiştir.

3) Allah’ın birliğini gösteren delil o gün inmiştir.

4) Allâh’ın Resulü pazartesi günü doğmuştur.

5) Cebrail Aleyhisselâm ’ın Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem ‘e ilk inişi pazartesi günü olmuştur.

6) Ümmetin amelleri Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem ‘in ruhuna pazartesi günü sunulur.

7) Allah Resulü Sallallahu aleyhi ve sellem ’in vefâtı pazartesi gününde olmuştur.”

 

1. Mevlid-i Nebi pazartesidir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (s.a.v.) bu günde dünyayı şereflendirmiştir.

2. Hz. Peygamber, Risâlet öncesi Haceru’l-Esved’in yerine konulmasındaki problemi çözerek muhtemel çatışmayı önlediği gün pazartesidir.

3. Hz. Peygamber’e ilk vahyin indirildiği ve Risâlet vazifesinin verildiği gün pazartesidir. Hz. Peygamber (s.a.v.), “Kur’ân-ı Kerîm bana pazartesi gününde indirildi” buyurmuştur.

4. Pazartesi, yolculuk, ticaret ve rızık günüdür.

Zira Allah Resulü (s.a.v.), “Pazartesi yolculuk ve ticaret günüdür.” “Ey Allah’ın Resulü, bu nasıl olur?” dediler. Buna cevaben “Çünkü o gün Şuayb Aleyhisselamın, ticaret yapmak ve rızık kazanmak için yolculuk yapmıştır.” buyurdu.[6] Bunun yanında Hz. Peygamber (s.a.v.), birçok sefere pazartesi günü çıkmıştır. [7] Nitekim o, Kuba’ya gitmek için yola pazartesi çıkmış,[8] ve yine Kûba’ya varış Rebîu’l-Evvel ayının bir pazartesi gününe tevafuk etmiştir.

5. Pazartesi, kulların bağışlanma günüdür.

Hz. Peygamber (s.a.v.), “Cennet kapıları pazartesi ve perşembe günleri açılır. Ve Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmayan her kula (günahları) mağfiret edilir. Yalnız din kardeşi ile aralarında düşmanlık bulunan kimse müstesna! (Onlar hakkında) “Şu iki kişiye barışıncaya kadar mühlet verin!’ denilir.”[10] buyurmuştur.

6. Pazartesi, amellerin Allah’a arz günüdür.

Allah Resulü (s.a.v.), “Ameller her pazartesi ve perşembe günleri Allah’a arz olunur.[11] Amellerin arz günü hayırlı karşılığın alınacağı bir gün olması dilenebilir.

7 . Pazartesi oruç günüdür.

Hz. Âişe (r.ha), şöyle demiştir: “Resulallah (s.a.v.), pazartesi ve perşembe oruçlarını dört gözle beklerdi.”

 

Allahu Teâla güneşi ve ayı Pazartesi günü yaratmıştır, bu ikisinin özelliği de devamlı seyr etmek olduğuna göre, her kim yolculuğa çıkmak isterse pazartesi günü çıkmalıdır. 

Cebrail Aleyhisselâm, Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem ‘e ilk defa pazartesi günü gelmiştir. Bununda sebebi şudur:

Efendimiz kendisini Allah’ın ibadetine vermişti. Kırk yaşına girdiği zaman herkes onun olgunluğunda söz birliği etmiştir. Artık kalbinde Allah sevgisinden başka hiç bir şey taşımıyordu. Daima hüzünlü ve derin düşünceliydi. Kendisine herkes ”Muhammedü’l-Emîn” -Son derece kendisine güvenilen Muhammed- diyordu.

Halk Efendimizin ibadete düşkünlüğünü ve Allah’tan başka bir şey düşünmediğini görünce konuşmaya başladılar. Hatta amcası Hazreti Hamza Radıyallâhu anh kız kardeşi Atike’ye şöyle dedi:

”Bizim Muhammed’in nesi var? Yüzünün sarardığını, devamlı düşündüğünü, kimse ile konuşmadığını görüyorum.”

”Bunun üzerine Allâh’ın Resul’ünü çağırdılar ve dediler ki:

”Ey Muhammed! Kalbin hasta ise yahut ruhunda bir hastalık var ise bize söyle de onun bir çaresine bakalım.” O, onlara hiç cevap vermeyince kendi aralarında ; ”O derdini daima Ebu Bekir’e söyler. Eğer onun bir sırrı var ise, mutlaka Ebu Bekir’e söylemiştir.” Dediler. Bunun üzerine hemen Hazreti Ebu Bekir’e vardılar ve sordular:

”Ey Ebu Bekir, biz Muhammed’i çok gamlı ve üzgün görüyoruz, acaba nesi var ?”

Bunun üzerine Ebu Bekir Radıyallâhu anh hemen Hazreti Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem’e gitti ve bunun sebebini sordu. O şöyle dedi:

”Ey Ebu Bekir, kalp sıkıntıdadır, ruh yangındadır, göz uyku tutmuyor, neden karar ve istikrar benden gitti bilemiyorum. Yüzüm sarardı…”

Sonra su istedi, getirdiler. İyice yıkanıp giyindikten sonra ridasını da giydi ve Hira dağına çıkmak üzere oraya doğru hareket etti.

Dağa çıktı, mübarek yüzünü toprağa koydu. Ağladı… Ağladı…. Allah’a o kadar yalvardı ki nihayet yedi kat gök melekleri, cennetteki huriler şöyle çığlık atmaya başladılar:

”Biz bir sevgilinin iniltisini, bir yalvarıcının yalvarışını duyuyoruz.”

Bunun üzerine Allâh celle şânühü, Cebrail Aleyhisselâm’a vahyetti : ” Artık vahyin iniş zamanı! Emir ve nehyin açıklanma vakti geldi. Haydi, Sevgilime, Safiyyime, yarattıklarım arasında seçtiğime git, ona sevgim ile hediyemi ulaştır.”

Cebrâil Aleyhisselâm indi ve havada bir nâra attı. Hazreti Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem ‘de yukarıya baktı ve yer ile gök arasında, üzerinde yeşil elbise bulunan bir şahsı gördü. Cebrail Aleyhisselâm yanına gelip ”Oku” dedi. Allâh Resulü gördüklerinden korkmuştu. Cebrail Aleyhisselâm elini uzattı. Onu tutarak salladı ve ”Oku! ” dedi. Allah Resulü de ”Ben okuyucu değilim ”dedi. Cebrail Aleyhisselâm hemen şu ayeti ona ulaştırdı:

”Ey Muhammed! Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı pıhtılaşmış bir kandan yarattı !”
(Alak süresi: 1-2)

Sonra Cebrâil Aleyhisselâm kaybolup gitti. Efendimizde hemen evine döndü. Başından geçenleri zevcesi Hazreti Hadice validemize anlatıp:

”Beni sarın, beni sarın, çok korktum! ” dedi.

Hadice validemizde şöyle konuştu:

”Müjde ey Muhammed! Vallahi, Allah seni asla mahcup etmez. Çünkü sen akrabayı ziyaret edersin. Doğru konuşursun. Fakiri gözetirsin. Misafiri ağırlarsın. Halkın vekillerine yardım edersin. Rabbin sana ancak övülen bir makam verir. Galiba O, peygamberlere gelen Nâmus’u Ekber ( Cebrâil ) ‘dir! ”

Cibril inip, “‘Ey örtüsüne bürünüp uyuyan, kalk ve uyar! ” ayetini okuyunca, Hazreti Muhammed Sallallâhu aleyhi ve sellem ”Ey Hadice! İşte o, yine geldi… dedi. Bunun üzerine Hazreti Hadice Radıyallâhu anhâ dedi ki;

”Şimdi ben başımı açacağım. Eğer o şeytan ise yerinden kımıldamaz, Allâh’ın elçisi melek ise kaybolup gider.”

Hemen başını açtı ve Cebrâil Aleyhisselâm, Allâh’ın Resulü Sallallâhu aleyhi ve sellem’in gözünden kayboldu. Şöyle dedi:

”Ey Hadice, gözden kayboldu! ”

Hazreti Hadice Radıyallâhu anhâ ona:

”Haydi, bana İslam’ı anlat. Çünkü sen artık Allâh Resulüsün, peygamber oldun! ” dedi. Allâh Resulü Sallallâhu aleyhi ve sellem’de ona İslam’ı anlattı ve O Müslüman oldu. Böylece Hadice validemiz, kadınlar içinde ilk Müslüman olma şerefine nail oldu.

Ümmetin amelleri Efendimizin Ruhuna pazartesi günü sunulur. Nitekim Ebu Hüreyre Radıyallâhu anha Efendimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem’den şöyle rivayet etmiştir :

”Hayatımda sizin için hayırlıdır, ölümüm de sizin için hayırlıdır.”

”Ey Allah’ın Resulü! Yaşamanın bizim için hayırlı olduğunu anladık; ama ölümün bizim için nasıl hayırlı olur? ”Diye sordular. Şöyle buyurdu:

”İçinizde bulunduğum ve yaşadığım müddetçe hayatım sizin için hayırlı olur. Sizi Allah’a, hikmet ve güzel öğütle davet ederim.”

”Ölümümün sizin için hayırlı olmasına gelince; amelleriniz bana her pazartesi ve perşembe günü sunulur. Eğer onları iyi görürsem sevinirim. Kötü görürsem sizin için Allah’tan bağışlanma dilerim!

 

SALI GÜNÜ

Allahu Teâla hayvanatı salı günü yaratmış, kesimini de mübah kılmıştır

Öyleyse her kim kan aldırmak isterse o gün aldırsın.

Enes bin Mâlik Radıyallâhu anha’dan rivayet edilmiştir. Efendimize salı günü hakkında sorduklarında şöyle  buyurdu:

”O kan günüdür”

”Nasıl, Ey Allâh’ın Resulü”

”Çünkü o günde Havva hayız oldu, Âdem’in oğlu kardeşini öldürdü! ” buyurdu.
( Bisatu’l-Meclis )

Bazı âlimler derler ki; Salı günü yedi kişi öldürüldü;

1) Cercis Aleyhisselâm,

2) Yahya Aleyhisselâm,

3) Zekeriyyâ Aleyhisselâm,

4) Firavunun sihirbazları,

5) Muzahimin kızı olan Firavunun karısı Asiye,

6) Beni İsrail içinde Musa’nım sığırı,

7) Adem Aleyhisselâm ‘ın oğlu Habil…..

 

ÇARŞAMBA GÜNÜ

 

Allahu Teâla denizleri ve nehirleri çarşamba günü yaratmış, suyun içilmesini de mübah kılmıştır.

Bu durumda her kim ilaç içmek isterse o gün içsin. 

Allah’a Teâla buyurmuştur:

”Nitekim üzerlerine, insanları sökülmüş hurma kütüğü gibi koparıp, yere seren, dondurucu bir rüzgârı uğursuzluğu devam eden bir günde gönderdik…” ( Kamer süresi: 19-20 ).

Bu olay çarşamba günü olmuştur. Nitekim Enes bin Malik Radıyallâhu anhâ’dan şöyle rivayet edilmiştir:

Peygamber Efendimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem’e çarşamba günü hakkında sordular, şöyle buyurdu:

”O uğursuz bir gündür! ”

Nasıl olur bu? Diye sordular.

”Çünkü o günde Allah Firavunu ve kavmini suda boğmuş, Salih ve Hud peygamberlerin kavimleri olan Ad ile Semûd’u da o gün helak etmiştir.” ( Bisatu’l-meclis ).

Allah yedi kâfiri, çarşamba günü yedi şeyle helak etmiştir:

Avc bin Unuk’u Hüdhüd’le,

Karun’u yerle bir olmakla,

Firavunla askerini denizle,

Nemrud’u sivrisinekle,

Lut kavmini taşla ve yerle bir olmakla,

Şeddad bin Ad’ı ise Cebrail Aleyhisselâm ‘ın sayhasıyla helak etmiştir.

 

PERŞEMBE GÜNÜ

 

Allahu Teâla Cennet ve Cehennemi perşembe günü yaratmıştır, insanları da cennete girmeye ve cehennemden çıkmaya muhtaç kılmıştır.

Öyleyse her kim birinden bir şey isterse perşembe günü istesin. 

Enes bin Mâlik Radıyallâhu anha’dan rivayet edilmiştir. Allah Resulü Sallallâhu aleyhi ve sellem ‘e perşembe günü hakkında sordular, şöyle buyurdu:

”O, hacetlerin görüldüğü gündür.”

”Ey Allah’ın Resulü, bu nasıl olur? Dediklerinde şöyle buyurdu:

”Çünkü o günde İbrahim Aleyhisselâm mısıra girdi. Allah onun ihtiyacını gördü ve Hacer’i ona verdi…” -Bisatu’l-Meclis-

 

Kıssa sahipleri derler ki: perşembe günü yedi peygamber, yedi veli yedi yere girip yedi şey buldular:

1) İbrahim Aleyhisselâm Mısır’a girdi ve orada Hacer’i buldu.

2) Perşembe günü, Saki hapisten çıktı. Kurtulup Melik’e hizmet etmek şerefine nail oldu.

3)  Yusuf Aleyhisselâm ‘ın kardeşleri Yusuf’un yanına perşembe günü girdiler, yanında birçok nimet buldular: ”Yusuf’un kardeşleri gelip yanına girdiler. Kendisini tanımadıkları halde O onları tanımadı.” -Yusuf süresi: 58-

4) Bünyamin perşembe günü Mısır’a girdi, Yusuf’u buldu.

”Yusuf’un yanına girdiklerinde kardeşini bağrına bastı.” -Yusuf süresi: 69-

5) Ya’kup Aleyhisselâm perşembe günü Mısır’a girdi ve oğlunu buldu:

”Yusuf’un yanına girdiklerinde o annesini, babasını bağrına bastı : ”Allah’ın dilediği kadar, güven içinde Mısır’da yerleşin !” Dedi. ( Yusuf suresi: 99 )

6) Musa Aleyhisselâm perşembe günü Mısır’a girdi ve Kıpti’yi buldu:

”Musa, halkın haberi olmadığı bir zamanda, şehre girdi. Biri kendi adlarından diğeri de düşman olan iki adamı döğüşür buldu.” -Kasas süresi: 15-

7) Muhammed Sallallâhu aleyhi ve sellem ‘in Mekke’ye perşembe günü girmesi ve orada zaferle karşılaşmasıdır. Nitekim Allah’ü Teâla şöyle buyurmuştur:

”And olsun ki Allah, peygamberinin rüyasının gerçek olduğunu tasdik eder.” -Fetih süresi: 27-

 

CUMA GÜNÜ

Allah’ü Teâla buyurdu:

”Ey inananlar! Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman, Allah’ı anmaya koşun.”-Cuma süresi: 9 -

Birinci mecliste zikrettiğimiz isnadla, Enes bin Malik Radıyallâhu anha’dan rivayet edilmiştir ki, Allah Resulü Sallallâhu aleyhi ve sellem ‘e Cuma günü hakkında sordular. Şöyle buyurdu:

”O vuslat ( kavuşma ) ve nikâh (evlenme ) günüdür !”

”Bu nasıl olur ey Allah’ın Resulü? Dediler. Şöyle buyurdu:

”Peygamberler o günde evlenirlerdi.” ( Bisatu’l-meclis )

Âlimler derler ki: Yedi nikâh cuma günü kıyılmıştır:

Âdem ile Havva, Yusuf ile Züleyha,

Musa ile Safûra,

Süleyman ile Belkis,

Muhammed ile Hatice,

Muhammed ile Aişe,

Ali bin EbibTalip ile Fatıma Radıyallâhu anhüma.

 

 

CUMARTESİ GÜNÜ

Müslim bin Abdullah, Said bin Cübeyr -tarikiyle- Enes bin Malik Radıyallâhu anha’dan rivayet etti:

”Allah Resulü Sallallâhu aleyhi ve sellem’e Cumartesi hakkında sordular, şöyle buyurdu:

”O, bir hile ve aldatma günüdür !”

”Ey Allah’ın Resulü, bu nasıl olur ?” Diye sordular.

”Çünkü o günde, Kureyş Dâr’ün-Nedve’de hile yapmıştır.” Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur:

”İnkâr edenler, seni bağlayıp bir yere kapamak veya öldürmek ya da sürmek için düzen kuruyorlardı…” ( Enfal suresi: 30 )

Şunu bil ki: Burak sahibi, anlaşma gününün ulusu, Melik olan Allah’ın Resulü Cumartesiye hile ve desise günü demiştir. Çünkü o günde yedi nefer yedi kişiye hile etmiştir.

 

PAZAR GÜNÜ

Enes bin Mâlik Radıyallâhu anha’dan rivayet edilmiştir:

Allah Resulü Sallallahu aleyhi ve sellem’e pazar günü hakkında sordular, şöyle buyurdu:

”O, dikme ve imar etme günüdür.”

”Bu nasıl olmuştur ey Allah’ın Resulü ?” Dediklerinde şöyle buyurdu:

”Çünkü dünyanın imarı o gün başladı.”

Faziletiyle üstün ve ihya edilmesi güzel olan geceler, bütün senede on beş gecedir. Allah’ın Cemâlini arayan bir müridin bu gecelerden gâfil olması güzel bir hareket değildir. Çünkü bu geceler hayırların mevsimi ve ticaretlerin de tanzim edildiği zamandır. Tâcir bir kimse mevsimlerin değerlendirmesinden gâfil olduğu zaman, kâr edemeyeceği gibi, mürit de vakitlerin faziletlerinden gâfil bulunduğu zaman zaferi elde edemez.

Bu gecelerin altısı Ramazan ayındadır. Beşi, son on günün tek gecelerindedir. Zira son on günün tek gecelerinde Kadir gecesi aranmalıdır, altıncısı ise Ramazan-ı şerifin on yedinci gecesidir. Bu gece öyle bir gecedir ki sabahında Kuran inmiş ve iki ordu karşı karşıya gelmiştir. Bedir muharebesi de bugün de olmuştur.

Abdullah bin zübeyr Radıyallâhu anha, on yedinci gecenin Kadir gecesi olduğunu söylemiştir. Faziletli gecelerden olan diğer dokuz geceye gelince, onları da şöyle sıralayabiliriz:

1) Muharrem ayının birinci gecesi

2) Aşure gecesi ( Muharrem ayının onuncu gecesi )

3) Recep ayının birinci gecesi

4) Recep ayının on beşinci gecesi

5) Recep ayının yirmi yedinci gecesi -ki bu gece Miraç Gecesidir ve bu gecede kılınması gereken bir namaz rivayet edilmiştir.

6) Şaban-ı Şerifin on beşinci gecesi

7) arife gecesi

8) Ramazan bayramı gecesi

9) Kurban bayramı gecesi

 

Cenab-ı Hak biz müminler için rahmeti, feyiz ve bereketi bol olan günler ve geceler halk etmiştir.

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki;

”İki günü aynı olan , -her gün ilerlemeyen, yeni bir şey öğrenmeyen- ziyan etti.” -Beyheki-

Dünya işlerinde olduğu gibi, din işlerinde de ilerlemek gerekir.

Allahu Teâla bizlere her gün ve gecenin ihyasını yapabilmeyi, dünya ve ahiret hayatımızı etkileyen günahlardan uzak durabilmeyi, nefes alıp verdiğimiz sürede ömrümüzü hüsnü hatime ile tamamlayıp huzuruna varmayı, sonra da cennet ve cemalullâh’la müşerref olmayı cümlemize nasip eylesin.

Şüphesiz Allahu Teâla gökleri ve yeri pazar günü yaratmıştır. 

O halde herkim bina yapmak isterse onu o gün yapsın. 

 


 

 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol