GİDER
Can dostunu gurbet ele gönderen,
Yaş döker ardından üzülür GİDER.
Dünyanın kahrına göğsünü geren,
Garibin yüreği köz olur GİDER.
Hiç var mı yoksula hizmet eyleyen?
Boğulur, destursuz derya boylayan.
Meclis-i Ülfet’te doğru söyleyen,
Seyyid Nesim gibi yüzülür GİDER.
Hiç bülbül öter mi gül olmayınca.
Nesep devam etmez döl olmayınca.
İkrârına sadık kul olmayınca,
Edep ile erkân bozulur GİDER.
Aradığın zaman bulursun bir dost.
Muhabbet edersin, eyler seni mest.
Mürşid-i Kâmil’le olursan hemdest,
Müşkülün hepisi çözülür GİDER.
Hatır soran olmaz dağlar başında.
Kanlı irin saklı gözüm yaşında.
Biçâre garibin dertli döşünde,
Yaralar baş verir dizilir GİDER.
Yaklaşınca ecel biter telâşlar.
Dostlar feryâd eder figâna başlar.
Buğulu gözlerden dökülen yaşlar,
İner, yanaklardan süzülür GİDER.
Sevdiğim, kemliği getirme dile.
Boş yere çektirme kimseye çile.
Ben ağayım, beyim diyenler bile,
Karışır toprağa toz olur GİDER.
Bu yola giremez hiçbir serseri.
Talib isen eğer durma gel beri.
Sefil Hayranî’nin hayırla şerri,
Amel defterine yazılır GİDER.
Sefil Hayranî/ Mehmet KORKMAZ