BARIŞ VE KARDEŞLİK

BARIŞ VE KARDEŞLİK 

Ben 66 yaşında Dersimli emekli bir eğitimciyim. Alevi’yim. İlericiyim. Bu uğurda sürgünler yaşadım, görevden uzaklaşılırdım ve sıkıyönetim Mahkemeleri’nde yargılandım. Yani kendi çapında bedel ödeyenlerden biriyim.

1970’li ve 80’li yıllarda Dersimli olmak bile tek başına büyük bir suçtu (zira bu gün aynı sorun hala devam ediyor). Kulakları çınlasın birlikte çalıştığımız Mithat Ç… adında Amasyalı bir arkadaşım vardı. Hem yaşça kendisinden büyük olduğum için hem de bir saygı ifadesi olarak bana hep ‘Dayı’ diye hitap ederdi.

Bir gün;

-Dayı, düşünüyorum da sen benden daha çok suçlusun, dedi.

-Neden? diye sordum.

-Ben 1 K’lıyım, sen 3 K’lısın dedi.

-O da ne demek? dedim.

-Çünkü ben sadece Komünist’im yani 1 K’lıyım; Ama sen; hem Kürt’sün, hem Kızılbaş’sın hem de Komünist’sin, yani 3 K’lısın, dedi.

-Haklısın, dedim.

Yine birlikte görev yaptığımız Semih E… adında Kadirlili bir İngilizce öğretmeni arkadaşım vardı. Bu sevgili arkadaşımla Refah-Yol Hükümeti döneminde Öğretmenler Odası’nda oturmuş çay içiyoruz. O günlerde de bazı sıkıntılar yaşanıyordu (Erbakan’ın; Mollaları Başbakanlık’ta iftara çağırması vb). Can-ciğer olduğumuz bu arkadaşım bana;

-Sevgili Hoca’m, siz Aleviler olmasanız bu ülke yaşanılmaz hale gelir, dedi.

-Kendinize hakaret ettiğinizin farkında mısınız? dedim.

- Nasıl yani?

- Siz de Sünni olmanıza rağmen en az benim kadar ilericisiniz, dedim.

-Sevgili Hoca’m, biz, daha okuma-yazmayı öğrenmeden camiye Kuran Kurslarına gönderildik ve hala da gönderiliyoruz. Orada, ne kadar hurafe varsa bizim o küçücük aklımıza soktular. Bunun adına da ‘din’ dediler. Ben, öğretmen olmama ve inanmamama rağmen ‘din’ denilince gayriiradi duraksıyorum. Ama Aleviler’de bu yok, dedi.

Yani diyeceğim şu; sanmayın ki sadece yerenlerimiz vardır. Baş tacı edip seven yârenlerimiz daha çoktur, bizim. Hem dışlanma ve yerilme, hem de baş tacı edilip sevilme duygularını yaşayan bir Dersimli olmanın haklı gururunu da yaşadım, dışlanıp hor görülmenin burukluğunu da…

Unutulmamalıdır ki egemen sınıfın yararı yatmaktadır, bu bölücülük zihniyetin altında. Eh! Böyle olunca da her emekçi gibi genelde Aleviler, özelde Dersimliler de payına düşeni almaktadır, bu kampanyadan. Aydın olup başı çektiği için de bu payın ziyadesi, Alevilere ve Dersimlilere düşmektedir elbette.

Gelelim bu güne: Muaviye’yi, mihrabına koyan Sünni İslam (gerçek Müslüman kardeşlerimi ve arkadaşlarımı tenzih ederek söylüyorum)’ın egemen olduğu ülkemizde dün olduğu gibi bugün de çeşitli oyunlar oynanmaktadır, emekçi halk yığınlarının üzerinde.

Son birkaç gündür yaşanan kaos ortamının, olumsuzlukların, katliamların, baskı, zulüm ve zorlamaların; önceden planlanmış bir senaryonun ürünü olduğunu söylemek bir kehanet değil artık. Bütün bunların belli amaçlar için gerçekleştirildiği de sır değil. Öyle ise birleri, kendi çıkarları uğruna ülkeyi kaosa sürüklemenin çabası içindedir. Bu çabaları, boşa çıkarmak bizlere düşer. Nasıl mı? Yaş ile kuruyu bir birinden ayırmaya özen göstererek... Birilerinin yatığı hatayı, bütün bir topluma mal etmeyerek... Kendimizi zora sokacak, kendi söylemlerimiz ve temel felsefemizle çelişecek sözcük ve yorumlardan kaçınarak…  

Birileri çıkıp: “Günaydın Aleviler!” diyor. Hani biz, ayrım yapmıyorduk, yapanları da kınıyorduk. Günaydın insanlar, dersek daha iyi olmaz mı?  Daha iyi olur elbette. Hem ayrım yapmadığımızı hem de temel felsefemizin gereklerini yerine getirdiğimizi dosta, düşmana göstermiş olurduk.

Peki ben, bu yorumu yapan kardeşime destek verirsem, Sünni olan Mithat arkadaşımın, hem bana hem de Alevilere güveni sarsılmaz mı?

Bir başkası çıkıp “Siz Aleviyseniz Kürt değilsiniz, Kürt iseniz Alevi değilsiniz” diyor.

Türk Alevi olunuyor, Arap Alevi olunuyor, Arnavut Alevi olunuyor da Kürt Alevi neden olunmuyor? Alevi’nin Kürt olma, Kürt’ün Alevi olma hakkı yok mu? Hani biz, dini, dili, ırkı, rengi, mezhebi ne olursa olsun bütün insanları eşit haklara sahip kardeşler olarak görüyorduk?

Peki ben, bu yorumu yapan kardeşime destek verirsem, Sünni olan Semih arkadaşımın, hem bana hem de Alevilere güveni sarsılmaz mı?

Hani biz; “Yaradılanı seviyorduk, yaradandan ötürü”. Neden ayrım yapıyoruz, peki?

Birileri çıkıp Kuran’daki sure ve ayetlerden örnekler vererek bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Hani biz, bu Kuran’ın gerçek Kuran olmadığını, Emeviler döneminde rayından saptırıldığını ve 400 civarında ayetin eksik olduğunu söylüyorduk. Bu gün nasıl çıkıp o Kuran’dan örnekler verebiliriz? Madem sen bu Kuran’ın, Peygamber dönemindeki Kuran olduğuna inanıyorsan, neden günde beş vakit namazını kılmıyor ve 30 günlük Ramazan orucunu tutmuyorsun?

Peki ben, bunları yapan kardeşime destek verirsem, yüreği aydınlık yarınlardan yana olan milyonlarca Sünni kardeşimizin, Alevilere güveni sarsılmaz mı?

Birileri çıkıp “O zaman evimizde oturalım, yazgımıza boyun eğelim” diyebilir. Hayır, sana; “evinde otur, yazgına boyun eğ” diyen yok. Hem birey olarak, hem de toplum olarak gasp edilen haklarımızı almak için ne gerekiyorsa yapalım. Ama kimsenin maşası olmadan, kimseyi diline, inancına, ırkına göre ayırmadan savaşımını vereceksin.

Unutma ki bunun aksini yaptığın zaman Hem karşı tarafın ekmeğine yağ sürmüş olacaksın, hem de kendi ilkelerini çiğnemiş olursun. Sevgilerimle….

 

BİZE

 

Biz, insanın aşığıyız.

Gâvur, Müslim birdir bize.

Kâinatın, ışığıyız.

Cahil, bakar kördür bize.

 

Döşümüzde türlü yara,

Özümüzü, yaktı nâra.

Kıymet bilmez insanlara,

Saygı duymak zordur bize.

 

Kâmil midir, cehle uyan?

İnsan mıdır, cana kıyan?

İnsanlığa saygı duyan,

Her bir insan, yârdır bize.

 

Coşkun çaylar gibi akma.

Zarar verip bendin yıkma.

Yediğimiz haram lokma,

Cehennemde nârdır bize.

 

Hayranî’yim yetti çile.

Onur, korunmaz bekçiyle.

Ter döken her emekçiyle,

Dostluk, iftihardır bize.

 

Sefil HAYRANÎ / Mehmet KORKMAZ

 

—Dersimli’ye bu zulüm, bu kıyım ne diye?

Unutulmamalıdır ki egemen sınıfın yararı yatmaktadır, bu zihniyetin altında. Eh! Böyle olunca da her emekçi gibi Dersimli de payına düşeni almaktadır, bu kampanyadan. Ancak Dersimli; kendisi uyumadığı gibi uyuyanları da uyandırmak için çaba harcıyor. Bu da egemen sınıfı ürkütüyor. Zira onlar; aydınlıktan değil karanlıktan besleniyor. İşte aydın olup başı çektiği için de zulmün ve kıyımın ziyadesi Dersimli'ye düşmektedir elbette.

 

                                Mehmet KORKMAZ

 

 

 

 

 
Bugün 22 ziyaretçi (132 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol