DAVETSİZ MİSAFİR

=====DAVETSİZ MİSAFİR=====

 

Mevsim sonbahar, aylardan Ekim’di. Yarı soyunuk duruma gelmişti, Tabiat Ana. Ağaçların, altın sarısına dönüşen zümrüt yeşili yapraklarının büyük bölümü toprakla kucaklaşır duruma gelmiş ve soğuklar kapıyı aralar olmuştu, artık. Meyve ağaçları ile üzüm bağlarının dışında hemen hiçbir ağacın bulunmadığı Seyitli köyünde bir akşamüzeriydi. Tabiattaki varlıkların gölgesi, çoktan aşmıştı kendi boylarının iki katını. İğde ağaçlarıyla çevirdiğimiz okul bahçesinin, köyün başıboş hayvanlarına göz kırpan, gel gel eden yeşil otları, kaplamıştı toprağın üzerini. Mevsim gereği çevredeki otların artık yavaş yavaş sararıp kurumaya başlaması üzerine etrafı çevrili olan okul bahçesinin bakir yeşilliği, köyün başıboş koyunlarının iştahını kabartıyordu. O gün öğrenciler tarafından açık bırakılan bahçe kapısından okul bahçesine giren köyün başıboş koyunlarından birkaçı, iki derslikli okul binasının arka tarafındaki çimenlikte otluyordu.

Okulun arka kısmında pencere seviyesine erişen yükseklikteki bu çimenlikte otlayan koyunların içinde bir de koç vardı. Haşin bakışlı, kıvrım kıvrım boynuzlu… İkide bir başını kaldırıyor kendi görüntüsünü gördüğü dersliğin penceresinin camına bakıp bakıp duruyordu. Başka bir koç sandığı camdaki görüntüsüne toslamak için arada bir gerisin geriye gidiyor, ardından hızla ilerliyordu cama doğru. Sonra pişman olup vazgeçerdi toslamaktan. Bu vazgeçişin sonrasında hemen başını önüne eğer, otlamaya devam ederdi. Aklına geldikçe tekrarlar dururdu aynı hareketleri.

Eeee… Olacak o kadar. Yanındaki onca koyunun tek koçuydu. Egemenliğini, camdaki koça kaptıracak değildi ya. Onun için bir hayat memat meselesiydi bu. Onca koyunun arasında gururunu ayaklar altına alan camdaki koça pabuç bırakacak değildi herhalde. Onurunu koruması için camdaki rakibini ortadan kaldırması, yok etmesi gerekiyordu. Hem onun yapacağı şey ne tecavüze girerdi, ne de saldırıya… Nefsi müdafaaydı sadece. Bunu da yapmak zorundaydı. Düşündü, taşındı… Sonunda verdi kararını. Toslayacaktı, kendisine öğlenden beri meydan okuyan camdaki koça.

Gün sona ermek üzereydi. Güneş, son demlerini yaşıyordu artık. Bizler günün son dersine yoğunlaşmışken büyük bir gürültü koptu sınıfta. İrkildik hepimiz. Neye uğradığımızı şaşırdık, bomba gibi bir gürültüyle. Öğrencilerin büyük bir bölümü, özellikle de birinci sınıf öğrencileri korkudan ağlaşıp bağrışmaya başladılar. Benim sırtım dönüktü o an koyunların otladığı yöndeki pencerelere. Hemen döndüm cam şangırtısının geldiği yöne. İnanamadım gözlerime. Uzun zamandan beri dışarıda, dersliğin pencere camındaki görüntüsüne efelenip duran o kıvrım kıvrım boynuzlu, haşin duruşlu koç, sınıfın tam orta yerinde duruyordu.

Kala kaldı düştüğü yerde. Kendine gelemedi bir türlü. Belli ki şok geçirmişti, incinmişti bir tarafları. Ama olsun rakibini kaldırmıştı ya ortadan. Gerisi hiç mi hiç önemli değildi.

Açtık sınıfın kapısını. Çıktı, penceresinden içeriye girdiği sınıfın kapısından. Yalpalaya yalpalaya vardı, zafer kazanmış komutan edasıyla koyunların yanına.

—Kimindir bu koç biliyor musunuz? diye sordum

—Bizimdir dedi, köy muhtarı Düzgün Baba’nın kızı ikinci sınıf öğrencisi Hüsniye.

—Bu koç, bizim hanemize tecavüz etmiştir. Buna bir ceza verelim mi çocuklar? dedim.

—Koçun nesine ceza keselim öğretmenim? dedi çocuklar.

—Ne yapalım peki?

—Cezayı, koçun sahibine keselim öğretmenim, dedi üçüncü sınıf öğrencisi Ahmet.

—Olmaz, dedi Yusuf.

—Neden? diye sordum.

—Sahibi muhtar, öğretmenim. Muhtara ceza kesilir mi hiç? dedi Gülşen.

—Belki okuma-yazma öğrenmeye gelmiştir. Okuma-yazma öğrenmek suç mu? dedi Gülbahar.

—Neden suç olsun ki? dedi Gülşen.

—Ama defteri kalemi yok yanında. Hiç deftersiz, kalemsiz okuma-yazma öğrenmeye gelinir mi?

—Unutmuştur. Bir dahakine getirir dedi, Gülşen.

—Öğretmeni kim olsun?

—Gülşen olsun öğretmenim, dedi sınıfın çoğunluğu.

—Benden başka kimse yok mu sınıfta? Ben avukatlığını yapıyorum, bir başkası da öğretmenliğini yapsın, dedi Gülşen.

 

MEHMET KORKMAZ

 

 

 

 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol